Yücel’den İktidara Sert Eleştiriler

Deniz Yücel, iktidarın hukuksuz uygulamalarını eleştirerek, millet iradesine vurgu yaptı.

Yücel’den İktidara Sert Eleştiriler
Yayınlama: 21.04.2025
A+
A-

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, ” Gülizar Biçer Karaca, yine bir hukukçu olan Sayın Numan Kurtulmuş’un yapması gerekip de 1,5 yıldır yapmadığını yapmış, Anayasa hükmünün gereğini yerine getirmiştir. Anayasa Mahkemesi kararının TBMM’de okunması, bir prosedürün yerine getirilmesidir. Can Atalay’ın yeri Silivri zindanları değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Şimdi yapılması gereken, Can Atalay’ın ivedi bir şekilde tahliye edilmesi ve milletvekilliği faaliyetine başlamasının sağlanmasıdır” dedi.

CHP’li Deniz Yücel, gündemdeki konulara ilişkin parti merkezinde basın toplantısı gerçekleştirdi. Yücel, konuşmasına, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunun 105’inci yıl dönümünü kutlayarak başladı. Yücel, “Millet iradesinin üzerinde hiç bir güç yoktur. Hiçbir kişi, kurum ya da zümre milletin üzerinde değildir. Ancak bugün iktidar yetkisini kullanan, millet tarafından yetkilendirilip göreve geldikleri günden bu yana ‘millet iradesi’ lafını ağızlarından düşürmeyenler; millet iradesini gasp etmekten, demokrasiye darbe yapmaktan, seçilmişleri yargı eliyle ama hukuksuz bir biçimde bertaraf etmekten çekinmiyorlar” dedi.

‘BÜYÜK BİR KORKU VE PANİK HALİNDELER’

Yücel basın toplantısına şu sözlerle devam etti:

” İstanbul’un tam 3 kez seçilmiş belediye başkanına, Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu’na, onun çalışma arkadaşlarına, ilçe belediye başkanlarımıza ve çalışma arkadaşlarına asılsız suçlamalarla, uyduruk delillerle, ısmarlama gizli tanık ifadeleriyle bir yargı darbesi yapmaları, aslında bunu yapanların ve yaptıranların ne kadar büyük bir korku ve panik halinde olduklarını göstermektedir. Bugün Sayın Ekrem İmamoğlu’na karşı adil ve demokratik bir yarışa girmeye cesaret edemeyenler, bu yaptıkları hukuksuzlukların onları kurtaracağını, iktidarda kalmalarını sağlayacağını zannediyorlarsa yanılıyorlar. 19 Mart’tan sonra bu ülkede hiçbir şey eskisi gibi olmayacak demiştik. AKP iktidarı FETÖ terör örgütü ile yaptığı iş birliğiyle, OHAL koşullarında mühürsüz zarflarla yaptığı Anayasa değişikliğiyle, 2019 Yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal etmesiyle ve daha birçok hukuksuz uygulamasıyla zaten meşruiyetini çoktan kaybetmişti. Ancak hukuksuz bir şekilde diploma iptaliyle başlayan 19 Mart yargı darbesi süreci, AKP’nin haktan, hukuktan, adaletten, demokrasiden, millet iradesinden, sandıktan ne kadar korktuğunu ve her yönüyle meşruiyetini kaybettiğini tescillemiştir. Meşruiyetini kaybeden iktidarlara karşı, halkların direnme hakkı vardır. İşte o yüzden Türkiye’nin dört bir yanında milyonlarca vatandaşımız yapılan haksızlıklara, hukuksuzluğa itiraz etmek için meydanlara çıkmışlardır.”

‘BU İKTİDARDAN ÇİFTÇİLERİMİZLE BİRLİKTE HESAP SORACAĞIZ’

Cumartesi günü Yozgat’ta gerçekleşen CHP mitingine değinen Yücel, “Artan üretim maliyetleri karşısında ezilen, borcunu ödeyebilmek için tarlasını traktörünü satan, çiftçiliği bırakmak zorunda kalan vatandaşlarımızla birlikteydik. Yozgat’taki traktör konvoyu, tüm Türkiye’den görüldü, traktör kornaları ülkenin dört bir yanından duyuldu. Saray’ın Audi konvoylarına karşı Yozgat’ta traktör konvoyları ve binlerce çiftçi kardeşlerimizle birlikte Yozgat meydanında tek yumruk olduk. ve Yozgatlı bir çiftçi çıktı, ‘Turpla, şalgamla devlet yönetilmez, hukuk ile adalet ile yönetilir’ dedi. Abdullah Ceylan’ın bu tek cümlesi ‘Türkiye’nin hali pür melalini’ hepimize özetledi. AKP’nin ‘Yozgat bizimdir’ ezberi, cumartesi günü bozuldu. Tarımda kendi kendine yeten dünyadaki 7 ülkeden bir iken, bizi tarımda ithalat yapar hale getirenlerden, üreticiye mazotu uygun fiyatla vermeyen, göstermelik tarım destekleri ile üreticiyi mağdur eden, tarım arazilerini rant uğruna peşkeş çeken bu iktidardan çiftçilerimizle birlikte hesap soracağız. Ülkemizdeki haksızlıklara, hukuksuzluklara vatandaş ‘yoksullaşırken kendisi zenginleşen AKP’ye ‘dur’ diyen herkesle meydanlarda buluşmaya devam edeceğiz” dedi.

‘İMAMOĞLU’NUN YOKLUĞUNDA İSTANBUL’UN SU KAYNAKLARINI HEBA ETMENİZE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ’

Deniz Yücel, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının üzerinden 1 ay geçtiğini hatırlatarak, “Yargılanmasında bir milim dahi ilerleme yok ama mesele rant ve talan olunca yangından mal kaçırırcasına hızlılar. AKP iktidarı, ‘Kanal İstanbul’ uğruna Avrupa Yakası’nın en önemli su kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajı etrafında 24 bin konut inşaatını başlattı. Böylece AKP’nin İmamoğlu korkusu bir kez daha kanıtlanmış oldu. 24 binle başlayan proje için toplamda 170 bin konut planlanıyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Yaklaşık 2 milyonluk ilave bir nüfus demek. Bu da İstanbul’u içme suyu bakımından krize sokmak demek. Sazlıdere Barajı İstanbul’a içme suyu temini bakımından hayati bir öneme sahip. Cumhurbaşkanlığı kararıyla halkın içme suyunu ranta kurban ettiler. TOKİ tarafından başlatılan 24 bin konutluk projenin yapı ruhsatı bulunmadığı gibi, planlama sürecinde de İSKİ’nin görüşü alınmadı. Buradan AKP iktidarına sesleniyoruz; bu ülkede ne hukuk bıraktınız, ne adalet. İnsanları rahat bir nefes alamaz hale getirdiniz. Şimdi de halkın içtiği suya mı göz diktiniz. Çekin ellerinizi insanların havasından, suyundan, toprağından. İstanbul’a gözü gibi bakan Ekrem Başkanın yokluğunda İstanbul’un su kaynaklarını heba etmenize müsaade etmeyiz. Bu rant ve talan projesinden ivedilikle vazgeçilmelidir” diye konuştu.

‘GÜLİZAR BİÇER KARACA, NUMAN KURTULMUŞ’UN TAHAKKÜM KURABİLECEĞİ BİR KİŞİ DEĞİLDİR’

Yücel açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:

“Meclis’in kuruluş yıldönümünden bir hafta önce, 16 Nisan günü Meclis oturumunda AKP’nin millet egemenliğini hiçe sayan bir tutumuyla daha karşı karşıya kaldık. Meclis Başkanvekilimiz Gülizar Biçer Karaca, Anayasanın verdiği görev ve yetkiye dayanarak Hatay milletvekili Şerafettin Can Atalay hakkındaki AYM’nin 2023 tarihli kararının hüküm kısmının Mecliste okutulmasına karar verdi, Meclis Başkanlık Divanı Üyemiz Trabzon Milletvekilimiz Sibel Suiçmez de kararı okudu. Tabi Sayın Gülizar Biçer Karaca’nın bu tasarrufu birilerinin tadını kaçırdı. Sen misin Anayasa Mahkemesi kararını okutan. Vay efendim korsan iş yapılıyormuş, vay efendim iç tüzüğe aykırıymış, vay efendim görevden alınmalıymış. Her şeyden önce Sayın Gülizar Biçer Karaca Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un değil, başkanlık makamının vekilidir. Numan Kurtulmuş’un memuru değildir, çalışanı değildir, talimat verip, tahakküm kurabileceği bir kişi değildir. Sayın Karaca Denizli milletvekilidir. Meclis başkan vekilliği görevine seçilmiş bir kişidir, hukukçudur. Anayasa’mızın 153’üncü maddesi uyarınca ‘Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.’ Burada Sayın Gülizar Biçer Karaca, yine bir hukukçu olan Sayın Numan Kurtulmuş’un yapması gerekip de 1,5 yıldır yapmadığını yapmış, Anayasa hükmünün gereğini yerine getirmiştir. Anayasa Mahkemesi kararının TBMM’de okunması, bir prosedürün yerine getirilmesidir. Malumun ilanıdır. Hatırlatmak isteriz ki; AYM kararlarına göre Can Atalay hala milletvekilidir. Hatay halkının irade gaspı halen devam etmektedir. Can Atalay’ın yeri Silivri zindanları değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Şimdi yapılması gereken, Can Atalay’ın ivedi bir şekilde tahliye edilmesi ve milletvekilliği faaliyetine başlamasının sağlanmasıdır.”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.