Av. Zafer İŞERİ
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yazı
  4. Onlar ve biz

Onlar ve biz

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Tuğlaları üst üste koymak tekrar değil; tesistir, hedefe adım adım gitmektir. Elden geleni sabırla, bilinçli olarak geleceği inşa etmek demektir. Dünyanın merhamet sahibi insanlarının meydanlardaki sözleri, haykırışları ve boykotlarına karşılıksız bırakılmış durumdadır. İnsanlık tarihi, yaşamı güzelleştirmeye gayret edenlerle, her türlü menfaatleri için hayatı yaşanmaz hale getirenler arasındaki sessiz mücadeleden bir şey değildir. Tabi tüm bunlara seyirci kalanlar da var. Ne yazık ki onlar hep çoğunlukta kalanlardır.

Cevaplarını bildiğimiz ancak işimize gelmeyen sadece vicdanları rahatsız ettiği için zihnimize almak istemediğimiz sorular çokça fazla.

Dokuz sene evvel 36 ABD eyaleti bireylerin ve şirketlerin iş sözleşmelerinin bir parçası olarak İsrail’i boykot edemeyeceklerini öngören kanunlar çıkardı. Çıkarılan bu yasalardaki düzenlemeler, kamu kuruluşlarının İsrail’i boykot eden şirketlerle işbirliği yapmalarına ya da onlara yatırım yapmasına engel olur niteliktedir. Peki bizler devlet ve kamu kurumları olarak ne yapıyoruz? İrlandalılar, İsrail – Gazze Savaşını protesto etmek ve boykotu desteklemek adına İsrail ürünlerini market ve mağazalardan kaldırırken; bizler bu ürünleri vitrinin en önüne indirimli etiketleriyle satışa sunmakla ekmeklerine yağ sürmekten başka bir şey yapmıyoruz. İspanya’nın başkenti Madrid’te 180’i aşkın Katolik ve Evanjelik Derneği’nin çağrısıyla Gazze’ de insanlık dışı saldırılarına hız kesmeden devam eden İsrail, protesto edildi. Peki biz yüzlerce kamu ve özel dernek ve sivil toplum kuruluşları olarak neler yapıyoruz?
Alman aktivistler, Hillary Clinton Berlin’deki “Barış İçin Sinema” konferansındaki konuşmasını “Soykırımın sinemasını izliyoruz, sen bir savaş suçlususun, sen bir ikiyüzlüsün…” sözleriyle 7 defa protesto ederek tepkilerini ortaya koydular. Bizler gönüllüler olarak ne yapıyoruz? İsrailli – İngiliz tarihçi Avi Shlaim, Siyonizmin insanlık ve Filistinliler için zararlarından söz ederken; “…Bir Yahudi olarak Filistin davasını desteklemenin ve onun adına sesimi yükseltmenin ahlaki bir görev olduğunu hissediyorum…” şeklinde seslendi.
Bizim meşhur tarihçilerimiz arasında sesini çıkarmanın ahlaki bir görev olduğunun düşünen, hisseden ve neticesinde eyleme geçen kaç kişi vardır?  Amerikalı müslüman biri, Medine’ de McDonald’s sırasında bekleyen Müslümanları; “burada yemek yiyerek siyonizme destek veriyorsunuz, sizi aldatmalarına izin vermeyin, yemeğinizi yerel restoranlarda yiyin.” diyerek uyardı. Sormak isterim kaçımızda var bu hassasiyet?

Sessiz kaldığımız her an daha da çirkinleşiyor ve vahşileşiyorlar. Aslında tüm sıkıntı güçlülerin suskun kalışlarıyla birlikte bizlerin seyirci kalmaya alışmamız ve alıştırılmamızdan ibarettir.

Av. Zafer İŞERİ
Hukukçu

Onlar ve biz
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

HaberBiyotik ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!