1. Haberler
  2. Kültür & Sanat
  3. Türker İnanoğlu’na veda: Duayen sinemacı son yolculuğuna uğurlandı

Türker İnanoğlu’na veda: Duayen sinemacı son yolculuğuna uğurlandı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

TÖREN DÜZENLENDİ

Yönetmen, senarist ve yapımcı Türker İnanoğlu 87 yaşında hayata veda etti. “Bay Sinema” lakaplı İnanoğlu, Yeşilçam deyince akla ilk gelen isimlerdendi. 

Son yolculuğuna uğurlanan duayen sinemacı Türker İnanoğlu için Tim Show Center’da tören yapıldı. Törene Gül Sunal, Erol Evgin, Gülşen Bubikoğlu, Hülya Koçyiğit, Zafer Ergin, Nehir Erdoğan, Cem Yılmaz ve Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı gibi sanat dünyasından birçok isim katıldı.

“İÇİMDEN BİR PARÇA KOPMUŞ GİBİ HİSSEDİYORUM”

Türker İnanoğlu’nun oğlu İlker İnanoğlu, babasının her şeyi detayına kadar inceleyen çok mükemmeliyetçi bir adam olduğunu kaydederek, sağlık sebeplerinden dolayı ABD’ye doktora götürdüğünü söyledi.

Tedavi gördüğü sırada bindiği asansördeki düğmeye, babasının basmaya çalıştığını vurgulayan İnanoğlu, “O kadar her şeyi kendi yapmak isteyen bir insandı. Çok sert bir babaydı. Çocuk gibiydim karşısında. Herhalde vefat ettiği zaman bir baskı kalkar zannediyordum üzerimden ama çok zormuş. İçimden bir parça kopmuş gibi hissediyorum şu anda. Bu kadar üzüleceğimi tahmin etmiyordum. Baba seni çok seviyorum. Mekanın cennet olsun.” dedi.

“DUYGULARINI GÖSTERMEMEKLE BERABER AŞIRI DUYGUSALDI”

Kızı Zeynep İnanoğlu Özdemir, babasının işine verdiği öneme dikkati çekerek, “Babam önemsediği konuları kimseye emanet etmezdi. Bugünü de çok önemsediği için çok büyük bir titizlikle son vedasını planladı. Vefat durumunda benim yurt dışında olacağımı düşünmüştü. O yüzden oradan uçağa yetişmemden tutun da, burada cenaze detaylarına kadar her şeyin üstünden birkaç kere geçmiştik. Bütün bu hazırlıklar, yaşanan acıyı bir nebze bile azaltmıyor. Her zaman detaylara hakimdi. Çalışkandı, disiplinliydi ve çok gururluydu. Duygularını göstermemekle beraber aşırı duygusaldı. İşine, mesleğine, çalışma arkadaşlarına inanılmaz bağlıydı.” değerlendirmesinde bulundu.

TOPRAĞA VERİLDİ

Törenin ardından  İnanoğlu, Levent’teki Barbaros Hayreddin Paşa Camii’nden son yolculuğuna uğurlandı.

İnanoğlu’nun eşi Gülşen Bubikoğlu, oğlu İlker İnanoğlu ve kızı Zeynep İnanoğlu Özdemir’in taziyeleri kabul ettiği törene, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, İstanbul Valisi Davut Gül, TBMM Başkanvekili Celal Adan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, oyuncular Hülya Koçyiğit katıldı.

İnanoğlu’nun cenazesine katılan isimler arasında Nuri Alço, Hülya Avşar ve İnanoğlu’nun damadı Cüneyt Özdemir’in yanı sıra Lütfü Türkkan, İnan Güney ve Murat Aydın’ın da vardı.

Sanatçı Orhan Gencebay, tören öncesi basın mensuplarına yaptığı açıklamada İnanoğlu’nun tam bir sinema insanı olduğunu belirterek, “Harika bir insandı. Sinemada bu denli izler bıraktı. Tanrının emriyle göçtü. Allah gani gani rahmet eylesin. Hepimize sabırlar versin.” dedi.

Usta sinemacının oğlu İlker İnanoğlu üzüntüsünü, “Herkesin dediği gibi bir devir bitti. İmparator geçti, Yeşilçam’ı kuran adam gitti. Büyük bir değer kaybetti Türkiye. Onun mirasını elimizden geldiği kadar yaşatacağız. Her şeyi yapacağız.” sözleriyle dile getirdi.

Oyuncu Kerem Alışık da çok üzgün olduğunu ve İnanoğlu’nu çok özleyeceğini aktararak, “Sinemamızı kaybettik. Sinema da sinemasını kaybetti bence. Türker Ağabey, benim baba yarım, çocukluğum, gençliğim, sinemalarımdı. Yaşamını sinemaya verdi, gitti. Sinemayı terk etti, sinema salonlarından ayrıldı.” değerlendirmesini yaptı.

Oyuncu Zafer Ergin ise sinemanın bir ustasını kaybetmenin acısını yaşadıklarını dile getirerek, “Beraber çalışırdık. Çok acı bir gün. Allah sevenlerine ve hepimize kuvvet versin. Allah rahmet eylesin.” diye konuştu.

Cenaze namazının ardından İnanoğlu’nun naaşı dualarla omuzlara alınarak cenaze aracına taşındı.

İnanoğlu’nun cenazesi Kanlıca’daki aile mezarlığında toprağa verildi.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, cenaze öncesi Tim Show Center’da yapılan törende konuşma yaptı.

“TÜRKER ABİ’DE ‘HAYIR’ YOKTU”

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, törende yaptığı konuşmada, Atlas 1948 Sineması ve İstanbul Sinema Müzesi’nin restorasyonu ve yeniden ihya çalışmaları kapsamında İnanoğlu’yla yakından tanıştığını belirterek, “O sıralarda Türker Abi, Atlas Sineması’nda Bakanlığımızın kiracısı ve işletmecisiydi. Sözleşmesi de devam ediyordu. Kendisini ziyaret edip, proje konusunda bilgilendirdim. Görüşlerini, önerilerini rica ettim. Kendisine, ‘Abi sizin sözleşmeniz devam ediyor ama bizim böyle bir projemiz var. İzniniz olursa biz bu projeyi hayata geçirmek istiyoruz.’ dedim. Hiç tereddüt etmeden, ‘Bir an önce başlayın. Ben de elimden ne geliyorsa her türlü desteği vereceğim.’ dedi. O gün anladım ki söz konusu beyazperde, kültür sanat olduğunda Türker Abi’de ‘Hayır’ yoktu. ‘Nasıl yapabilirim, nasıl destek olabilirim?’ vardı. Her zaman takdir ettiğim bir insan.” dedi.

Yaklaşık 3 ay önce de Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM), İnanoğlu ile bir araya geldiklerini dile getiren Ersoy, şunları kaydetti:

“Zaman zaman sağlığı izin verdiği anlarda bir araya gelip, kültür ve sanat, projeler konusunda görüşlerini alıp, fikir sunmasını istiyordum. Çok değerli, çok faydalı bir insandı. Yeşilçam yapıtları, sinema salonları, video, televizyon, meslek birlikleri, eğitim, müze, Türker İnanoğlu Vakfı (TÜRVAK) gibi birçok önemli projeyi 88 yıllık yaşamına sığdırmayı başarmıştı. Tam bir beyazperde sevdalısıydı. Ben Türker İnanoğlu’nun önce iyi anlaşılması, sonra örnek alınması gerektiğine inanıyorum. Sinema emekçisi olarak çıktığı bu yolda çok büyük sıkıntılar çekmişti ve bu sıkıntıları hiçbir zaman unutmayıp, kendisinden sonra gelen emekçilere destek olabilmek adına her fırsatta taşın altına elini koymayı bilmişti.”

“BU İNCE SANATIN EN BÜYÜK USTASIYDI”

Bakan Ersoy, İnanoğlu’nun gençlere de çok değer verdiğine işaret ederek, “Gençlerin hayal kurabilmesi için her daim arkasında duruyordu. Burslar veriyordu. Sinema adına meslek birlikleri, dernekler, yapıtlar, stüdyolar olsun birçok yeniliğe önayak olmuştu. Biz, camianın onu hiçbir zaman unutmayacağını biliyoruz. Bu sabah Bakanlık’ta da konuştuk; haziran ayı itibarıyla çok büyük emeğinin olduğu, İstanbul Sinema Müzesi’nde Türker İnanoğlu sergisini açmaya karar verdik.” diye konuştu.

Bir insanın en büyük eserinin yetiştirdiği insanlar olduğunun altını çizen Ersoy, “Türker Abi, bu ince sanatın en büyük ustasıydı. Mekanın cennet olsun usta.” ifadelerini kullandı.

Sanatçı Hülya Koçyiğit, Türker İnanoğlu’nun Türk sinemasına çok değerli katkılar sunduğunu ve oyuncuların çalışma düzeninin de raya oturması adına çok emek verdiğini söyledi.

“GALİBA ONUNLA BİR DEVİR KAPANDI”

İnanoğlu’nun bir sinema aşığı olduğunu altını çizen Koçyiğit, “Sinema için yapmadığı yok. Hepimizin hamisi ve onun emeklerine çok büyük saygı duyuyorum. İyi ki vardın Türker. Galiba onunla bir devir kapandı. Onu hep saygıyla, sevgiyle yad edeceğiz. Ardında öyle güzel eserler bıraktı ki…” diye konuştu.

Cem Yılmaz, Türker İnanoğlu ile ilk olarak 1990’lı yılların ortalarında tanıştığını, 2003’ten itibaren binden fazla kez sahneye çıktığını ve İnanoğlu’nun izlemeye geldiği her şovda kulise gelerek “Sizlerin arasında en çok seni seviyorum.” dediğini aktardı.

“KENDİSİNE HER ŞEY İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUM.”

İnanoğlu’nun bu sözüne inandığını dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti:

“Ben de en çok beni seviyor zannediyordum. Sonra diğer meslektaşlarımdan, büyüklerimden duyduğuma göre birçok kişiyi seviyormuş. Birçok kişi de onu derinden seviyormuş. Kuliste kendisinin kariyerinde, pozisyonunda olan hiç kimseden beklenmeyecek şekilde sahneye çıkacak sanatçının yanına gelerek ‘Bir ihtiyacınız var mı?’ diye şahsen sorması çok çarpıcıydı. Bana da her sahneye çıkmadan evvel ‘Bir ihtiyacın var mı?’ derdi. Şimdi sorulsa bu soru, ‘Evet bir ihtiyacımız var, keşke bir Türker İnanoğlu daha olabilseydi.’ derdim. Kendisine her şey için teşekkür ediyorum.”

İnanoğlu’nun eşi Gülşen Bubikoğlu törende kameralara böyle yansıdı. Çiftin Zeynep İnanoğlu adında bir kızı var.

Törene katılan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Gülşen Bubikoğlu’na taziyelerini iletti.

“SON NEFESİNE KADAR İŞİNİ SEVEREK YAPTI”

İnanoğlu’nun damadı Cüneyt Özdemir de İnanoğlu’nun titizliğine vurgu yaparak, “Bir sanat insanıydı ve de mükemmeliyetçi bir insandı. Bütün hayatı boyunca kameraları kimi zaman Türkiye’nin geneline, kimi zaman şov dünyasına, kimi zaman sanat dünyasına, kimi zaman da adını verdiği TİM Show Center gibi pek çok gösterinin sahnelendiği yerlere çevirdi. Bütün ışıkları o kontrol ederdi.” diye konuştu.

İnanoğlu’nun ölmeden önce kendi cenaze törenini organize ettiğini aktaran Özdemir, vefat ilanları ile kendisi hakkında bir belgesel hazırladığınım altını çizdi.

Özdemir, İnanoğlu’nun işine de tutkuyla bağlı olduğunu sözlerine ekleyerek, şu bilgileri verdi:

“Son bir, iki yıldır yürüyemiyordu ama her hafta 3-4 defa ofise gidiyordu. Son nefesine kadar işini severek yaptı. Belgeselde anlatmadığı hikayeler var. Cüneyt Arkın’la İran’a gitmeleri ya da İtalya’da western filmleri çevirmeleri. Sadece film izlemek için Beyrut’a ya da video getirmek için Almanya’ya gitmesi gibi anlatmadığı birçok hikaye var.”

Cüneyt Özdemir, İnanoğlu’nun aynı zamanda ilklerin adamı olduğuna dikkati çekerek, “Yeşilçam’da pek çok denenmemiş formatı deneyen, video kaseti Türkiye’ye getiren, ‘İcraatın İçinden’ gibi bir programı yapan, YouTube’da dizilerin yayınlanabileceğine dair de (Erler Film olarak) belki de yolu ilk açan isimdi. Ailesine de tutkuyla bağlıydı. Güzel bir hayat yaşadı. Çalıştığı kadar da gezdi. Hoş anılar bırakıp, aramızdan ayrıldı” dedi.

İnanoğlu’nun Safranbolu’dan çocukluk arkadaşı Yılmaz Kavuşturucu da şunları söyledi:

“İnanoğlu, Safranbolu’ya o kadar düşkündü ki bunu anlatmam mümkün değil. Sevgili kardeşim sanat dünyasını ne kadar büyük bir üzüntüye boğduysa, Safranbolu halkı da bugün büyük bir üzüntü içinde. Safranbolu’yu çok severdi. Beni her ay mutlaka arardı. Safranbolu’yu hiçbir zaman unutmadı. Son olarak adına, kendine yakışır iletişim fakültesi kurdu ve eğitime hizmetlerde bulundu.”

Oyuncu Ali Sunal, henüz küçük bir çocukken Türker İnanoğlu ile tanıştığını ve çok güzel hatıraları olduğunu belirterek, “Babamla çok şeker arkadaşlıkları vardı. Dostlukları şahane… Bir iş konuşuyorlar o iş olmuyor ama sonra bakıyorum o tatlı sohbetleri yine devam ediyor. Dostlukları hiç bozulmuyordu.” şeklinde konuştu.

EROL EVGİN

“40 yılı aşkın dostumdu. Türk Sineması’nın duayeniydi Türker Bey, aynı zamanda televizyon için de çok büyük işler yaptı. Çok da titizdi aynı zamanda. Her yıl TİM Show Center’da konser veririm, erken gelip onu arardım ‘Ne güzel bir salon yapmışsın ağabey, senin ekibinle çok rahat çalışıyorum’ derdim, o da bana ‘Onların askeri disiplini var’ derdi diye anlatan Erol Evgin, herkese sabır ve başsağlığı diledi.

İLKER AKSUM

İlker Aksum, “İstanbul’a 1995 yılında geldiğimde beni hemen kanatlarının altına almıştır Türker İnanoğlu… Türk sinemasının, televizyonunun en büyük yapımcılarından biridir. Onun o tonton yanaklarını sıkan nadir insanlardan biriyim. Birbirimizi çok severdik, başımız sağ olsun” dedi.

GÜL SUNAL

Kemal Sunal’ın eşi Gül Sunal ise “Türker İnanoğlu’nun ev haline değinmek istiyorum ben. Hep çok babacan, şakacı biriydi. Ali ile buraya gelirken de o anları andık. Mekanı cennet olsun” ifadelerini kullandı.

NEHİR ERDOĞAN

“Tüm Türkiye’nin başı sağ olsun” diyerek gözyaşlarını tutamayan Nehir Erdoğan, “Sadece bir meslek büyüğümüzü değil, hepimize babalık yapan birini kaybettik. Ben çoklu bir yas tutuyorum, gerçekten çok üzgünüm. Onlar gibi çok değerli insanları arka arkaya kaybediyoruz. Belki de Yeşilçam’ın son çıarıydı, onunla birlikte bir devir değişiyor. O insanlar yetiştirdi. Ben çok şanslıyım, onun yetiştirdiği gibi devam edeceğiz inşallah. Herkesin başı sağolsun” dedi.

Türker İnanoğlu’nun vefatından önce kendisi hakkında hazırladığı belgeselin de gösterildiği törende, Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, Karabük Üniversitesi Türker İnanoğlu İletişim Fakültesi Dekanı Fatih Bayram ve gazeteci Zafer Mutlu da konuşma yaptı.

TÜRKER İNANOĞLU KİMDİR?

1957 yılında Tatbikî Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda öğrenciyken, yönetmen yardımcısı olarak sinema alanına girdi. Lütfi Ömer Akad ve Nişan Hançer gibi ünlü yönetmenlere asistanlık yaptı. 1959 yılında Senden Ayrı Yaşayamam başlıklı filmle yönetmenliğe başladı.

1960 yılında Erler Film adıyla kendi film yapım şirketini kurdu.

İnanoğlu, 1979 yılında Ulusal Video Film Anonim Şirketi unvanıyla bir şirket kurarak Türkiye’yi video ile tanıştırdı. Ulusal Video, Türkiye’de ilk kez video kaset dağıtımı başlattı ve bir çığır açtı.

1985 yılında Ulusal Radyo Televizyon Anonim Şirketi unvanıyla bir televizyon stüdyosu kurdu ve çok sayıda televizyon yapımına imzasını attı. 1987 yılında İcraatın İçinden başlıklı bir programile hem Türk siyasî tarihinde, hem de Türk televizyonculuğunda bir mihenk taşı oldu. Dönemin başbakanı Turgut Özal, aylık olarak yayınlanan bu televizyon programında bizzat ekrana çıktı ve kamuoyuna hükümetinin icraatını anlattı.

1994 yılında Türkiye’nin ilk özel televizyon kanallarından olan atv’yi kurdu. Beyoğlu’nda Atlas Sineması, Şişli’de Kent Sineması, Kavacık’ta Boğaziçi Sinemaları’nın da sahibidir. 2005 yılında İstanbul’un Maslak semtinde Türker İnanoğlu Maslak Show Center’ı (TİM) açtı. Türker İnanoğlu’nun oyuncu Filiz Akın’la 1964 yılında yaptığı evlilikten İlker İnanoğlu dünyaya geldi. Filiz Akın’dan ayrıldıktan sonra 1975 yılında Gülşen Bubikoğlu ile evlendi ve bu evlilikten Zeynep isminde bir kızı oldu.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
opss
Opss
Türker İnanoğlu’na veda: Duayen sinemacı son yolculuğuna uğurlandı
Yorum Yap

Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

HaberBiyotik ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!