Teğmenlerin korsan yemininin provası 'dışarıda' mı? Soruşturma derinleşiyor

Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde bazı disiplinsiz teğmenlerin okuduğu korsan yemin olayıyla ilgili soruşturma derinleşiyor. Milli Savunma Bakanlığı’nın “her yönüyle irdelendiğini” duyurduğu korsan yemin vakasıyla ilgili 4 madde üzerinde yoğunlaşıldığı öğrenildi. Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi’nin aktardığı bilgilere göre, olayda dış bağlantılar ve girift ilişkiler inceleniyor.

‘ORGANİZASYON’ TABUR KIDEMLİSİNDEN

Mezuniyet töreninde korsan yemini okuyup diğer teğmenlere tekrarlattıran kişi, dönem birincisi Ebru Eroğlu olarak öne çıkıyor. Teğmen Ebru Eroğlu ön planda görülüyor.

Soruşturmanın diğer önemli ismi ise tabur kıdemlisi olarak görev yapan başka bir teğmen. Bu kişinin, bir grup teğmeni organize ettiği ve “dışarıyla” bağlantılı olduğu düşünülüyor. İncelemede dış bağlantılar üzerinde duruluyor.

EMEKLİ SUBAYLAR OLAYIN NERESİNDE?

Soruşturma çerçevesinde dikkat çeken bir diğer nokta, bu teğmenlerin emekli subaylarla olan ilişkilerinin boyutu. Emekli subaylar üzerinden çeşitli provokasyonlar planlandığına dair bulguların araştırıldığı belirtiliyor.

PROVALAR DIŞARIDA

2016 yılından beri resmi olarak yapılmayan yemin töreninin nasıl ezberlendiği ve provasının yapıldığı da mercek altında. Teğmenlerin izinli oldukları günlerde dışarıda korsan yemin provası yapmış olmaları ihtimaline odaklanılıyor.

Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgilere göre, teğmenlerin 28 Şubat ürünü korsan yemini okumak için hazırlıklarını okul dışında yaptığı, mezuniyet töreninde geleneklere aykırı olarak komutanların büyük çoğunluğunun yer almadığı, gazetecilerin ise merasim alanına izinsiz şekilde giriş yaptığı kaydedilmişti.

Kara Harp Okulu’ndaki mezuniyet merasiminde 960 mezun teğmen arasından küçük bir grup “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!” sloganının ardından kılıç çekilerek 28 Şubat ürü korsan yemini seslendirmişti. “Subaylık Yemini” olarak bilinen ve 15 Temmuz darbe kalkışmasından sonra kaldırılan korsan yemindeki “karşılarında bizi bulacak”, “kılıçlarımız keskin ve hazır olacaktır” şeklindeki sözler, askeri cunta bildirilerini çağrıştırmıştı.