TBMM Genel Kurulu… Asu Kaya: “Bakanlık O Sefaleti 18 Kez Görmüş, Bir Çözüm Üretememişsiniz. Herhalde Bu Hayatı O da İstemezdi”

(TBMM) – İzmir Selçuk’ta 5 küçük kardeşin hayatını kaybettiği yangın, TBMM Genel Kurulu’nda tartışılmaya devam ediyor. CHP Bayan Kolları Genel Lideri Asu Kaya, “Sizin yarattığınız sefalet, yoksulluk yaktı. Siz dün burada acılar çok tazeyken oturduğunuz yerden ahkam kestiniz, yargı dağıtıp anneyi suçladınız. ‘Siz bir de annenin hayat tarzına bakın’ dediniz. Çöplüklerden yiyecek arayan, hurda parası peşinde koşan bir kadının nasıl bir hayat tarzı olabilir? Bakanlık o sefaleti 18 kez görmüş, bir çözüm üretememişsiniz. İktidar olarak bir kadının nasıl bu hale geldiğine kafa yordunuz mu? Herhalde bu hayatı o da istemezdi” dedi. AK Parti Küme Başkanvekili Hasret Güçlü ise, “Siz belediyenizde bir lokma ekmek vermemişsiniz, siz sahip çıksaydınız bir de kadın belediye başkanınız var cenazeye bile gelmemiş” sözlerini kullandı.

TBMM Genel Kurulu’nda CHP tarafından İzmir’de 5 küçük kardeşin hayatını kaybettiği faciadan ötürü ‘kadın ve çocuklara ilişkin sosyal devlet ilkelerinin araştırılması’ için verdiği önerge AKP- MHP oylarıyla reddedildi.

“Bakanlığın yapmadığını küçücük bir ilçe belediyesinden bekliyorsunuz”

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı ve Osmaniye Milletvekili Asu Kaya, şunları söyledi:

“Genel Kurul’un açılışında Sayın Özlem Zengin’in şahsıma yönelik bir takım sözleri oldu. ‘Ben siyasete yoksul mahallelerde çalışarak geldim’ demişsiniz ben de bir tabip olarak 23 yıllık meslek hayatımın 8 yılını verem savaş dispanserlerinde fakir hastalarla ve 15 yılını o fakir bıraktığınız mahallerde tuvaletsiz, bebeklerini şekerli suyla besleyen o konutlarda çalışarak geldim münasebetiyle ben de siyasete o denli paraşütle gelmedim. Türkiye’nin koskoca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yapmadığını küçücük bir ilçe belediyesinden, tasarruf tedbirleriyle elini kolunu bağladığınız belediyelerden beklemenizi hayretle karşılıyorum.

“Günümüz Türkiye’sinde paranız yoksa karnınız aç yanarak ölürler”

Attığım tweette ‘bütün yurttaşlarım sizin gideceğinizi biliyor’ dedim. O beşerler devanın Cumhuriyet Halk Partisi’nde olduğunu görüyor. Üst üste acıların yaşandığı bir ülke haline geldik. İzmir’de ölen çocukları siz kabul etmeseniz de yoksulluk yaktı. Sizin yarattığınız sefalet, yoksulluk yaktı. Siz dün burada acılar çok tazeyken oturduğunuz yerden ahkam kestiniz, yargı dağıtıp anneyi suçladınız. ‘Siz bir de annenin hayat tarzına bakın’ dediniz. Çöplüklerden yiyecek arayan, hurda parası peşinde koşan bir bayanın nasıl bir hayat şekli olabilir? Sayın Zengin, bir kadın milletvekili olarak temel konuşmanız gereken bu değil. Bakanlık o sefaleti 18 defa görmüş, bir tahlil üretememişsiniz. İktidar olarak bir bayanın nasıl bu hale geldiğine baş yordunuz mu? Herhalde bu hayatı o da istemezdi. Hayat hepimize eşit mi geliyor? Bu yaşadıklarının mesulü o bayan mıdır? O bayana teminatlı bir çalışma, hayat ortamı sağlayabilseydiniz o çocuklar bugün yaşıyor olacaktı lakin artık yoklar. Kabahati anneye, bayana, belediyeye yüklemek en kolayı. Siz hala ‘3-5 çocuk yapın’ demeye devam ediyorsunuz lakin bu ülkede 15-19 yaş ortası her bin bayandan 13’ü doğum yapıyor. Siz tüm bu eşitsiz şartlar altında hala ‘her şeyin altında nakdî sebepler mi var’ diyebiliyorsunuz. Günümüz Türkiye’sinde paranız varsa karnınız tok, yoksa karnınız aç yanarak ölürler.”

“Böyle bir durumda mütemadiyen bayanlar suçlanıyor, bayanların hayat biçimi sorgulanıyor”

Saadet Partisi Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç, “Hurda toplamak zorunda olan beş çocuklu bir anne, çocuklarını konutta bırakıyor, soba devriliyor ve baraka mesken yanıyor. En büyüğü 5 yaşında olan bu çocuklar hayattan kopuyor. Bunda hepimizin sorumluluğu var. Bu aileyi ihmal eden, ihmallere karşı gerekli itirazları yapmayan herkes hatalıdır. Günde 4 milyar lirayı faize harcarken beş yavrumuzu yoksulluğa kurban eden tertip açıkça söz ediyorum ki zulüm düzenidir” dedi.

DEM Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk ise, “Bu anne kendi yaşayamadığı hayatın beş çocuğunun bahtı olmasını istememiş lakin fatura bu bayana çıkartılıyor. Bu türlü bir durumda mütemadiyen bayanlar suçlanıyor, bayanların ömür stili sorgulanıyor ama bu derin yoksulluğun müsebbibi hiçbir cürmümüz yok, belediye şunu yaptı diyor. Orada yaşanan bütün bir umudun çalınması ve pompaladığınız kutsal aileyle daraltılmış hayatın bir cendere içinde mahvolmuş bir gerçeklik vardır” diye konuştu.

“Siz belediyenizde bir lokma ekmek vermemişsiniz, siz sahip çıksaydınız”

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in, “Yaşam stili deyince başınızda ne şekilleniyor? Gördünüz bir ton kabahat kaydı var, bunları söylemeyecek miyiz? Başına bu olay gelen hanımefendiye üzgünüz. Meskenin mahremiyeti olduğunu unutuyoruz. Bir konutun içerisine tak diye girme bahtınız yok. Kapıyı çaldığınızda arama evrakı, mahkeme buyruğu olması lazım. Buradaki sorun arkadaşlarımızın kendi belediyeleri olduğu vakit hiçbir sorumluluk almamaları. Bizim sıkıntımız olduğu vakit her şeyden biz sorumluyuz. Biz iktidar olmaktan gurur duyarız. 22 yılı aşağılar üzere kullanıyorsunuz, gurur cümlesidir. Becerebiliyorsanız siz de yapın. Siz belediyenizde bir lokma ekmek vermemişsiniz, siz sahip çıksaydınız bir de bayan belediye lideriniz var cenazeye bile gelmemiş. Evvel kendi adamınızla ilgilenin” dedi.

Temelli: “Kimse meskenlerin mahremiyetine kelam söylemiyor ama kapısını kırmadığınız meskenimiz kalmadı”

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, “Kimse meskenlerin mahremiyetine kelam söylemiyor ancak konutların mahremiyetine en fazla dikkat etmesi gereken iktidardır, kapısını kırmadığınız konutumuz kalmadı. Yatak odalarına kadar girerken bir bakın. Burada bir toplumsal sıkıntıdan bahsediyoruz. Orası meskenin içidir ‘ne oluyorsa olsun’ diyemezsiniz. Aile ve Toplumsal Hizmet Bakanı’na sormak istiyorum; Belçika’da bu türlü bir olay olsaydı nasıl davranılırdı? Kendisi Belçika’dan geldi ya. Beş çocuk yanarak ölmüş Bakan ortada yok. Bari Belçika’daki kimliğiyle hareket etseydi de istifa etseydi” diye konuştu.