Batık Baiae kentinin bulunduğu deniz tabanında, daha evvel fark edilmeyen, etkileyici bir mermer yer keşfedildi. Bir vakitler Romalı seçkinler için lüks bir tatil beldesi olan Baiae, antik Roma’nın “Las Vegas’ı” olarak anılıyor.
Napoli Körfezi’nde, ünlü Pompeii kalıntılarının yakınında bulunan Baiae, arkeologlara birçok antik eser kazandırdı. En son buluntular arasında şu anda restore edilmekte olan çok renkli bir mermer zemin de bulunuyor. Phlegraean Fields Arkeoloji Parkı’nın Facebook sayfasına nazaran taban, karmaşık geometrik desenler oluşturan yüzlerce farklı biçimdeki binlerce mermer levhadan oluşuyor.
Bu taban, “opus sectile” ismi verilen mozaik sanatının yeterli bir örneği. Bu tıp mozaik, mermer, kabuk, sedef ve cam üzere çeşitli renkli materyalleri kullanıyor. Bu materyaller belli formlarda kesilip, detaylı dizaynlar ve desenler oluşturmak için döşeniyor. Bu, küçük taş yahut cam küpler kullanılarak desenlerin oluşturulduğu daha yaygın olan mozaik çeşidinden farklı.
Kaynak: Edoardo Ruspantini Yukarıdaki fotoğrafta, kare formunda bir desenin daha yuvarlak taşlar ve çeşitli öbür biçimlerle çevrelendiği bir kısmı gösteriliyor. Üzerinde iki balık yüzüyor ve imgenin kenarları, yapıtın geri kalanını kaplayan çakıllarla çevrili. Bu güçlü mozaik deseninin, duvarlardan yahut başka tabanlardan tekrar kullanılan taşlardan yapıldığı düşünülüyor.
Baiae’de bulunan opus sectile, MS 3. yüzyılda kentte yüksek statülü bir şahsa ilişkin bir villanın karşılama odasının yerini süslüyordu. Bu türlü bir tasarım oluşturmak son derece değerliydi ve bu nedenle sahibinin, öbür yapılardan elde edilen materyalleri kullandığı düşünülüyor.
Kaynak: Edoardo Ruspantini Diğer bir fotoğrafta, mozaiğin nasıl bir ortaya geldiğini göstermek için bir masa üzerinde dizilmiş farklı desen ve tiplere sahip birden fazla taş kesimi görülüyor. Ortada, dış kenarı yuvarlatılmış modüllerle çevrelenmiş daha büyük kare bir taş var. Bunların etrafında çeşitli hal ve uzunluklarda kırıklar bulunuyor. Bu türlü bir mozaik oluşturmanın yüksek maliyeti, sahibinin neden daha evvel kullanılmış taşlara güvendiğini açıklıyor.
Baiae: “Kaçınılması gereken bir yer”
Baiae, Julius Caesar, Nero, Cicero ve Hadrian dahil olmak üzere Roma’nın en zengin ve en nüfuzlu kişilerinin ilgisini çeken son derece şık bir tatil beldesiydi. Şehir, güzel bir kıyı şeridi boyunca lüks villalarla doluydu ve iyileştirici özelliklere sahip olduğuna inanılan gençleştirici kaplıcalarıyla tanınıyordu. Ancak zamanla şehir, hedonist çekiciliğiyle daha da meşhur oldu.
Ünlü Stoacı filozof Seneca, Baiae’yi eleştirerek onu “kaçınılması gereken bir yer” olarak nitelendirdi ve günah ve ahlaksızlık dolu olduğunu belirtti. Sarhoşluk ve “gürültülü eğlencelerin” huzurunu bozduğunu anlattı.
Sonunda Baiae tarihi ve jeolojik süreçler nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Roma İmparatorluğu çökmeye başlayınca çeşitli işgalcilerin ataklarına uğradı ve daha sonra MS sekizinci yüzyılda düşman orduları tarafından yağmalandı. Daha sonra, 16. yüzyılda kent, üzerinde bulunduğu daha geniş Phlegraean Fields (süper yanardağ) içindeki volkanik aktivite nedeniyle deniz düzeyinin altına düştü.
