Nasuh Mahruki ve Temsili Demokrasi

Tartışma Yüksek Seçim Kurulu Başkanı’nın açıklamalarıyla başladı.

“Elektronik oylama sistemi için tüm hazırlıklarımızı tamamladık” dedi.

Yani seçimde okullara gitmemize gerek kalmayacak.

Bilgisayar başından oyumuzu kullanabileceğiz.

AKUT kurucu başkanı Nasuh Mahruki, olası elektronik oylamayı X hesabından eleştirdi.

Güven duymadığı seçimlerin bu yöntemle daha da güvensiz hale gelebileceğini ima etti.

Mahruki, daha sonra tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Nasuh Mahruki’nin tutuklanması asla kabul edilemez.

Ama ben olaydan çok olgular üzerinden konuya yaklaşacağım.

İster elektronik olsun isterse klasik yöntemle, bence gerçek sorun temsili demokraside.

Yani oy verdiğimiz bir temsilci (Cumhurbaşkanı, milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesi, muhtar) bizim adımıza 4-5 yıl boyunca sürekli karar veriyor.

İşte asıl sorun burada.

Modern çağda artık temsille alınan kararlar vatandaşları tatmin etmiyor.

Yani bir defa verdiğim oyla, bana sormadan yüzlerce karar alınıyor.

İşte çağımızın açmazı burada.

Diyeceksiniz ki, “Ne yani antik çağdaki gibi agorada toplanıp her konuyu bize mi soracaklar”.

Evet, bize soracaklar.

Çünkü günümüzün demokrasi anlayışı artık temsille yürümüyor.

İktidar Meclis’te torba yasa yapıyor.

İçinde alakalı alakasız ne ararsanız var.

Ben verilen temsil hakkını buna benzetiyorum.

Bir defa oy verdiğim kişi, kendi çıkarına göre kararlar alıyor.

Üstelik bunu yıllarca yapıyor.

Bunu sadece Türkiye özelinde söylemiyorum.

Temsili demokrasi açmazı dünyanın en büyük sorunlarından biri.

Gelelim “Doğrudan demokrasi nasıl uygulanacak?” konusuna.

YSK başkanının söylediği gibi olacak.

Yani her kararı temsilci seçtiğimiz kişiler direktiflerle almayacak.

Ülkeyi, mahalleyi hatta yaşadığımız sokağı ilgilendiren bir konuda bizlere birebir danışacaksınız.

Tek tek dolaşıp soramayacağınıza göre, elektronik oylama ile vatandaşın fikrini alacaksınız.

Evimdeki bilgisayar yardımıyla kararları ben vereceğim.

Oy versek te ismini cismini bilmediğimiz temsili kişiler değil, bizzat vergi veren vatandaş karar verecek.

İşte o zaman gerçek anlamda bir demokrasiden söz edilebilir.

Saldım çayıra mevlam kayıra dönemi bitti.

Kimse kimseye artık temsiliyet vermek istemiyor.

“Benim adıma sen karar verebilirsin” demiyor.

Beni ilgilendiren her konuda fikrimi alacaksın diyor.

Bu da gelişen teknolojiyle mümkün.

Yeter ki teknolojiyi doğru amaç için kullanalım.

Serhat DOĞAN
Gazeteci