Her şey nisan ayında gazetelere konu olan küçük bir haberle başladı. O günlerde, Seçil Erzan birkaç ünlü futbolcuyu dolandırdı haberini çokta önemsemedik. Ancak sonra son yılların en önemli Ponzi dolandırıcılığıyla yüz yüze olduğumuzu anladık.
Habere konu olan futbolcular,iş insanları,teknik direktörler vs. bunları hepimiz detaylı bir şekilde öğrendik. Bizlerin hayal edemeyeceği miktarlarda paralar çantalarla gidip gelmiş.
Ben size bir gazeteci olarak dikkatimi çeken bir iki cümleden bahsetmek istiyorum.
Seçil Erzan dedi ki ‘para kazandırırken herkesin ‘canım Seçil’İ, Seço’suydum; ne zaman kazanamadılar o vakit dolandırıcı oldum ! ‘. Ne kadar önemli bir cümle. Hepimiz biliyoruz ki yasal yollarla ülkemizde hiçbir emtia yüzde iki yüz vermez.Ne banka, ne borsa, ne altın, ne diğer fonlar. Eğer paranı bu usulsüzlükte değerlendiriyorsan riski de göze alman gerekir. Yani kimse ben bu işin yasal olduğunu düşündüm demesin. Arada mutlaka kananlar vardır, o ayrı. Çantayla milyon dolarlar pastane köşesinde veriliyorsa burada durmak ve düşünmek gerekir. Elbette hiçbir şey Seçil Hanımın dolandırıcı olduğu gerçeğini değiştirmiyor.Yargılama sonucunda herkesin ne kadar bu işin içinde olduğunu anlayacağız ama birileri bu sistemin kaymağını yemiş bu kesin.
Aslında tüm bunlardan daha acı bir gerçek daha var. Ponzi sisteminde son gelenin parası diğerlerin kar oluyor. Yani para gelmediği zaman eni kurbanlar gerekiyor. Anlıyoruz ki çoğu futbolcu kendi parasını kurtarmak için, yıllarca top koşturduğu yakın arkadaşlarını sisteme dahil etmeye çalışmış.
Yine Seçil Erzan’nın ifadesiyle ‘Emre’nin parası geldiğinde bagajdan yağmalayarak aldılar paraları’ …
Bu en trajik cümleydi bence .Ne zaman bu kadar aç gözlü oldunuz.Hiç mi kadir kıymet yok !
Günümüz ekonomisi malum,elbette var olanı çoğaltabilmek güzel. Ama şimdi kimse mağduru oynamasın.
Anlaşılıyor ki evet, bazıları SEÇİLZEDE ama belli ki bazıları da gayet SEÇİLZADE !
Pınar ERGÜNER
Gazeteci