Seçil Erzan davasının, Fatih Terim fonunun hukuki ve uluslararası boyutları

Seçil Erzan davasının, Fatih Terim fonunun hukuki ve uluslararası boyutları
Yayınlama: 16.12.2023
Düzenleme: 13.11.2024 15:37
A+
A-

İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “nitelikli dolandırıcılık” ve “özel belgede sahtecilik” suçlarıyla yargılanmakta olan Seçil Erzan, tüm ülke gündemini işgal eden dolandırıcılık iddialarının merkezinde yer almaktadır. Dava kapsamında dördü tutuklu yargılanmakta olan yedi sanık 12 Ocak 2024’te gerçekleşecek duruşmada hâkim önüne çıkacaktır. Olay, kamuoyunda “Fatih Terim fonu” olarak anılmakta, ünlü isimlerin konuyla ilgisi, fona yatırılan paraların akıbeti, olaya karışanlar açısından gelişebilecek yasal süreçler ve olayın uluslararası boyutları tartışılmaktadır.

“Fatih Terim Fonu” ve Terim’in Dava Sürecindeki Yeri

Öncelikle, Fatih Terim’in ismi kullanılarak işlemler yapılmasından dolayı bu sistem Fatih Terim fonu olarak gündeme gelmiştir. Ancak Fatih Terim’in konuya ne kadar vakıf olduğu ve fonun onun adına kurulmasının kendisini ne şekilde etkileyeceği yargılama sürecinde ve ikinci iddianame ile ortaya çıkacaktır. Unutulmamalıdır ki hukukta masumiyet karinesi esastır. Kişiler haklarında bir yargılama yapılıp cezaları kesinleşmediği sürece masum sayılırlar. Bu açıdan kişilerin isimlerinin suç atılı bir şekilde anılması da onları zan altında bırakacaktır.

Diğer yandan, tanınmış kişilerin veya ponzi dolandırıcılığı yapılması planlanan bölgelerdeki saygın zenginlerin isimleri kullanılarak ve onların referansına başvurularak dolandırıcılık faaliyetleri yapılması, bu tarz fonlama ve ponzi olaylarında sık rastlanılan bir durumdur. Bu yöntemlerle, ağa düşürülecek kişilere güven aşılamak ve güvenlerini kazandıktan sonra yüksek meblağları onlardan tahsil etmek amacıyla başvurulmaktadır.

Fona Yatırılan Paraların Akıbeti

Bu fona yatırılan paraların geri alınabilmesi için, yapılacak olan yargılama sonucunda dolandırıcıların malvarlıklarına gidilerek tahsilat yapılması söz konusu olacaktır. Fakat genelde karşılaşılan durum, dolandırıcıların üzerlerine kayıtlı malvarlığı ve banka hesaplarında para bulundurmamalarıdır. Bu kişiler genellikle paraları farklı ülkelere aktarmaktadırlar. Bu nedenle tahsil kabiliyeti bulunmaması yüksek bir ihtimaldir.

Seçil Erzan’a 216 Yıla Kadar Hapis Cezası ve Cezaların Artması İhtimali

Bu konuyla alakalı olan kişilere atılı olan suçlamalar şunlardır:

Özel Belgede Sahtecilik Suçu: TCK Madde 207 kapsamında bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya yine özel bir belgenin üzerinde oynama yapan kişilerin 1 yıl ile 3 yıl arasında cezalandırılmaları söz konusu olacaktır.

Nitelikli Dolandırıcılık Suçu: Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılık suçunu işlemeleri halinde TCK Madde 158 uyarınca nitelikli dolandırıcılık suçundan 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılmaları söz konusu olacaktır. Bu kapsamda cezalar, dolandırılan kişi sayısı ile çarpılarak katlanmaktadır. Ve yine verilecek olan ifadelerden, başka suçların ortaya çıkması ve bunların da cezalandırılması gündeme gelebilecektir. Özellikle olayın basına yansıması sebebiyle başka mağdurların ortaya çıkması halinde, cezaların artması söz konusu olabilecektir. Zira şu anda 28 tane mağdurdan bahsedilmektedir. 18 mağdur bakımından birinci iddianame düzenlenmişti, ikinci iddianame düzenlenir ve mağdur sayıları da artarsa alınacak cezalar da artacaktır.

Bankanın Rolü ve Yasal Sorumluluğu

Bankadan kişilerin paralarını çekmeleriyle birlikte bu paraların zilyetliği ve tasarruf yetkisi o kişilere geçmektedir. Ve paralar bankanın resmi kanallarıyla, oradaki işlem silsilesi yürütülerek bankaya yatırılmamışsa, dekont alınmamışsa, resmi işlemler yapılmamışsa bankanın herhangi bir sorumluluğundan bahsedilemeyecektir.

Seçil Erzan’ın Tek Başına Hareket Etmediği İddiası

Ponzi veya fon oluşturma tarzı dolandırıcılık olaylarında genellikle uluslararası dolandırıcılık örgütleri sürece dâhil olmaktadır. Özellikle kara para aklanan bazı ülkelerde, çok büyük nitelikte uluslararası dolandırıcılık yapan organizasyonlar; yurt dışında insanların gözlerini boyayarak, uluslararası bankalardan oradaki suç örgütü üyeleri aracılığıyla evraklar hazırlatarak onları büyük fonların varlığına inandırmaktadırlar.

Kendilerine Türkiye’den para gelmesi ve yurt dışında şirketler kurulmasıyla birlikte bu fonlardan para çekilmesinin mümkün olduğuna bu kişileri ikna etmektedirler. Bu yöntemle çok sayıda iş adamını ağlarına düşürmektedirler. Önemle altı çizilmelidir ki, özellikle posta kutusu işletmelerin, sanal işletmelerin yaygın olduğu ülkelerde dolandırıcılık faaliyetleri yürütülmektedir. Büyük kapsamlı ponzi olaylarının da arkasında uluslararası dolandırıcılık örgütleri ve uluslararası çeteler bulunmaktadır. Genellikle dolandırıcılıkla elde edilen paralar da yurt dışına kaçırılmaktadır ki bu da ekonomik savaşın bir başka boyutudur.

Özellikle suçlanan kişilerin son yıllarda hangi ülkelere seyahat ettiği, hangi sıklıkla gittiği ve orada kimlerle bağlantı içerisinde olduğu araştırılırsa olayın uluslararası boyutları da ortaya çıkmış olacaktır.

Verdikleri Paradan Fazlasını Kazanan Futbolcuların Akıbeti

Vermiş oldukları paradan fazla para alan kişiler bakımından TCK Madde 241 uyarınca tefecilik suçlamasıyla iddianame düzenlenmesi ve yargılama yapılması söz konusu olabilir. Bu konuda, kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişiler 2 ile 6 yıl arasında hapis cezası ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılabilecektir. Yine diğerleri bakımından da sisteme kişilerin yönlendirilmesi, olaya dahil olanlar arasındaki ilişkiler, sisteme yatırılan paraların kaynakları, vergilendirilip vergilendirilmedikleri gibi konularda iddianame düzenlenmesi ve yargılama sonucunda cezaya hükmedilmesi söz konusu olabilecektir.

Son olarak, Gençlik ve Spor Bakanlığı Teftiş Kurulu konuyla ilgili geniş çaplı bir şike soruşturması başlatmıştır. Bu davanın tüm detaylarıyla çözüme kavuşturulması, karmaşık mali suçlarla mücadele ve vatandaşların bu tür planların kurbanı olmaması açısından büyük önem arz etmektedir. Özellikle iş adamlarını uluslararası fonlarla, yüksek kazanç getirisiyle kandırmaya çalışan kişiler bakımından uyanık olmaya davet ediyoruz. Unutmayalım ki “Bedava peynir sadece fare kapanında bulunur”.

Burak EVCİ
Avukat

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.