Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (KFMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Osman Sabır, fındık piyasasıyla ilgili yeni hasat dönemi öncesinde değerlendirmede bulundu. Her dönem öncesinde yaşanan fiyat telaffuzlarının tekrar gündeme geldiğini beliren Sabır, Türkiye’nin fındık üretimindeki dünya hissesinin son 5 yılda yüzde 60-65 aralığına düştüğünü belirtti.
Hasan Osman Sabır, sadece fiyat üzerinden yapılan tartışmalar ve fiyat siyasetiyle yönetilmeye çalışılan piyasanın tüm paydaşlara ziyan verdiğini tabir ederek, uzun vadede en çok üreticilerin ve hasebiyle tüm paydaşların ziyan göreceğini aktardı ve ekledi:
“Eğer bugün depolarda yaklaşık 70 bin ton fındık bekliyorsa, bu bizim rakip üretici ülkelere sunduğumuz bir faydadır. Bu tonajı aslında biz ihraç edilebilecekken diğer üretici ülkelerin bu büyüklükte bir satış yapmalarına izin vermiş oluyoruz. Çünkü bugün itibarıyla tüm diğer üretici ülkeler ürünlerini satmışlardır ve yalnızca ülkemizde stok kalmıştır. Bu sürdürülebilir bir durum değildir.”
Arz güvenliği sıkıntıda
Son günlerde farklı kısımlardan fiyat beklentilerine dair açıklamalar duyduklarını belirten Sabır, bu beklentilerin dünya gerçek fiyatlarının ve Türkiye piyasasının çok üstünde olduğunu öne sürdü. Sabır, üreticilerin emeklerinin karşılığını almalarının herkesin isteği olduğunu vurgulayarak, “Üretici ürettiğinin karşılığını alamazsa arz güvenliği sıkıntıya girer. Ancak afaki fiyatların telaffuz edilerek üreticilerimizin her sene bu fiyat tartışmalarına maruz bırakılmaması gerekmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
Farklı kurum ve bireylerden her gün bir fiyat beklentisi açıklandığına işaret eden Sabır, şöyle devam etti: “Yüzde 120 artış isteyen de var, yüzde 85 artış isteyen de. Yüzde 85’i ihraç edilen bir ürünün tabii olarak dövizle ihraç fiyatları oluşmaktadır. Bu rakamların arasındaki büyük fark, fiyat beklentilerinin piyasadan ne kadar kopuk olduğunu da gösteriyor. Eğer fiyatlamamızı aşırı yukarıda tutarsak, son iki sezondur yaşadığımız gibi yaklaşık 50 bin ton iç fındık eksik ihraç etmiş oluruz ki bu, diğer üretici ülkelerin işine yaramaktadır.“
Sabır, Türkiye’de döviz kurlarının muhakkak olduğunu belirterek, “Yeni ekonomik programla beraber yavaş ilerleyecek. Geçmişte kur ile hesap yapan kesimler şimdi bu tür hesaplamaları yapamıyor. Gerçekçi piyasa fiyatları ile beraber satışların artırılması sağlanarak daha iyi piyasa fiyatlarına ulaşılabileceğini biliyoruz. Ancak sezonun başından itibaren ihracat piyasalarının rakiplere kaybedilmeye devam edilirse, belirlenecek fiyatın bir önemi kalmayacak” açıklamasında bulundu.