Osmanlı periyodunda mutfak kültüründe değerli bir yere sahip olan ve konuklara ikram edilen ‘Meyan kökü şurubu’ günümüze kadar uzanarak yaz aylarında vazgeçilmez lezzetler ortasında yer alıyor.
Su, meyan kökü, limon, fesleğen ve nar çiçeğinden oluşan karşım, bunaltıcı sıcak havalarda serinletici özelliğinin yanı sıra kronik akciğer rahatsızlıklarına, akciğer enfeksiyonuna, yutaktaki enfeksiyona ve iltihaba yararlı olmasıyla dikkat çekiyor.
Meyan kökü şurubunun meyan kökü bitkisinin ekstresinden elde edilen bir karışım olduğunu anlatan Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Teknikeri Ayşen Çebiç, “Meyan kökü şurubumuz, meyan kökü bitkisinin ekstresi halinde elde ettiğimiz bir şuruptur. İçeriği büsbütün saf ve doğaldır. Kronik akciğer rahatsızlıklarına, akciğer enfeksiyonuna, yutaktaki enfeksiyona ve iltihaba birebirdir.
Kişide şayet öksürük varsa, akciğerleriyle alakalı meşakkat varsa KOAH, astım hastaları tercih edebilirler. Artık meyan kökünün akciğer paklığı konusunda çok büyük kıymeti vardır. Akciğer konusunda bizim birçok müşterimize önerdiğimiz bir şurup cinsidir. Bunun hazırlanışı meyan kökü şurubumuzun içerisine saf su, limon, taze nane yaprağı olabilir, fesleğen olabilir, nar çiçeği olabilir nar çiçeğinin de akciğer üzerinde çok büyük tesiri vardır.
Bununla birlikte C vitamini içerir ve şurubumuzu renklendirmeye fayda. İkisinin birlikte kullanımı da çok hoş olur. Kişinin bağışıklığını güçlendirir. Hastalıklara karşı direnci arttırır ve en kıymetlisi göğüsteki hırıltıya ve boğaz enfeksiyonuna boğazdaki iltihaba çok güzel gelir.
Akciğer rahatsızlığı olanlar ve öksürük sorunu çeken şahıslar bu şurubu tercih edebilirler. Yaz aylarında serinletici tesiri vardır ve içimi çok keyiflidir” dedi.
“ŞEKERLE DEĞİL, BALLA TÜKETİN”
Bazı bitkilerin tüketimini kolaylaştırmak için doğal balın tercih edilmesi gerektiğine dikkat çeken Bitki Teknikeri Ayşen Çebiç, “Bazı bitki kümeleri vardır birinci sınıf, ikinci sınıf, üçüncü sınıf ve dördüncü sınıf bitkiler çok acıdır. Tüketmesi epey zordur. Biz o bitkilerimizi şekerle değil balla tüketilmesini öneriyoruz bitkinin kullanımı çok kıymetlidir.
Acı bitkilerin şekerle değil, balla içilmesi çok daha keyifli bir hale getirir. Bununla birlikte papatya, melisa, bu üslup bitki kümelerinin da tüketilmesini ve tatlandırılmasını, tatlandırılırken de organik bal kullanılmasının taraftarıyız. Kişi bitkiyi alıyor, kaynatıyor, içiyor ve tadı acı olduğu için tiksinme oluyor içemiyor ve kullanamıyor.
Bununla birlikte yapılacak formülasyonu verdiğimiz vakit, bitkinin nasıl kullanıldığını anlattığımız vakit hem kişinin güzeline gidiyor içimi, hem de daha sağlıklı bir yol izlemiş oluyoruz” şeklinde konuştu.
” Yaşlılarımız bunu günde 1 su bardağı halinde tüketebilirler. Orta yaş kümesi 2 ila 3 su bardağı içebilirler. Eserimiz büsbütün saf ve doğaldır.
İçerisinde rastgele bir kimyasal unsur içermez. Bununla birlikte hem doğal olması hem de bitkisel olması kişinin formuna ve beden sıhhatine çok düzgün gelmektedir
.Ben de bir anneyim, benim de bir kızım var 7 yaşında çocuğumu daha doğal yollardan beslemeyi daha doğal tüketimi elimden geldiği kadarıyla itina gösteriyorum.
Okul çağındaki çocuklar için annelerimiz gazlı içecekler ya da hazır paketli besinler yerine bu stil konutta üretim doğal eserler tercih edebilirler. Bu hem çocuğun bedeni hem bağışıklık kazanır, hem de büyüme hormonlarına katkı sağlar” diye konuştu.
