Yeni dönem öncesi hazırlıklarını Avusturya’nın Linz kentinde sürdüren Galatasaray, kampın üçüncü hazırlık maçında Slovakya takımı Trencin’i 4-1 mağlup etti. Müsabakanın akabinde düzenlenen basın toplantısında Galatasaray Teknik Yöneticisi Okan Buruk, açıklamalarda bulundu. Hoş bir maç olduğunu lisana getiren Buruk, “Oyun kalitesi olarak güzel gruplara karşı oynamıştık. Taktiksel olarak neler yapabileceğimizi gördük. Yeni oyuncularımız, genç oyuncularımız, bütün oyuncularımıza mühlet vermeye çalıştık. Kampın geneli olarak çok yüksek tempoda idmanlar yaptık. Hiçbir maçı düşünmeden dün mesela çift idmanla hazırlandık. Bu sabah idman yaptık. Bu kampın maksadı bizim için oyunculara âlâ bir yükleme yapmaktı. Belirli on birler üzerinden gittik. Birçok oyuncumuz, bilhassa yani ana takımımızdaki oyuncuları hem maç performansı hem de idman performansı olarak bence çok âlâ bir halde hazırladığımızı düşünüyorum. İkinci kampta biliyorsunuz iki tane hazırlık maçımız var. Yeniden buraya geleceğiz. Bu statta iki tane daha maç oynayacağız. Oraya maça uygun formda daha canlı bir formda çıkacağımızı düşünüyorum. Bugün bilhassa oyunun başında ciddiyetimiz, oyuna başlangıcımız, oyuncularımızın konsantrasyonu, istekleri, hepsi yerindeydi. O yüzden hoş bir maç oldu. Dediğim üzere sonuç hiçbir vakit değerli değil. Bugün kazanmak da kıymetli değil. Kıymetli olan bu isteği, konsantrasyonu ve yüklemeyi gösterebilmek. Bu üç maçın maksadı da buydu. 3 Temmuz’da başladık. Yaklaşık 15 gün olmuş. Bu tempolara ulaşabilmek, bunları da daha dinlenerek daha âlâ bir halde bir sonraki maça çıktığımızda bence tempo olarak da daha üstüne çıkacağız. Ulusal oyuncularımız dönüyor. Onlar bir sonraki kampa katılacaklar. Bu da bizim birçok mevkide avantajı olacak. Biliyorsunuz stoper mevkisinde bilhassa çok fazla alternatifimiz yoktu. Bugün Victor Nelsson’un oynaması bizim için değerliydi. Onun da müddet alması bizim için artı” diye konuştu.
“HAKIM ZIYECH VE WILFRIED ZAHA BUGÜN OYUN İÇERİSİNDE ÇOK İSTEKLİLERDİ”
Çok yüksek tempoda idmanlar yaptıklarına değinen Okan Buruk, “Hazırlık maçları aslında oyuncuların direkt olarak performanslarını değerlendirebileceğimiz maçlar değil. Çok yüksek tempoda idmanlar yapıyorlar. Dün iki tane yüksek tempoda idman yaptık. Bugün maçın başındaki başlangıç, devamında yavaş yavaş oyuncuların yorulduğunu görüyorsunuz; ancak istek olarak bence tekrar geçen sene dönem başı kampı görmeyen Hakim Ziyech ve Wilfried Zaha bugün oyun içerisinde çok isteklilerdi. Bunu gösterdiler. Icardi çok istekli ve dönem başı kampı geçirdi. Bir sonraki maçta onu kullanmaya başlayacağız. Bizim açımızdan bence uygun bir kamp oldu. Sakatlık yok. En kıymetlisi bu. Sakatlıktan dönen oyuncularımız var. Bu da çok kıymetli, çok kıymetli. Bu formda devam etmek istiyoruz. Takım yapısı olarak bir sonraki kamp için bu kadar kalabalık gelmeyeceğiz kesinlikle” tabirlerinde bulundu.
“BEN YAŞA ÇOK İNANAN BİR İNSAN DEĞİLİM”
Dries Mertens’in attığı golün sorulması üzerine ise deneyimli teknik adam şu yanıtı verdi:
“Dries’e Benjamin Button diyebiliriz. Çok klas bir gol attı. Topa vururken şut mu, pas mı, orta mı attı derken anlamadan topu filelerde gördü. Sahiden çok klas bir gol attı. Oyun içerisinde çok istekli. İdmanları da çok düzgün geçirdi. Ben yaşa çok inanan bir insan değilim. Bazen 20 yaşındaki oyuncu, 37 yaşındaki oyuncu kadar idman performansı veremez. O yüzden yaşa çok inanmıyorum. Bu manada da bunu net bir halde gösteriyor. Bugünkü oyunu oyun içerisindeki alışkanlıklar, gruba verdiği olumlu tesir, bilhassa rakibe yaptığımız baskılarda… İkinci golde tekrar onun baskısıyla topu kazandık. Bunlar çok kıymetli, çok pahalı ve Michy de tıpkı şekilde… Yavaş yavaş gruba ahenk sağlıyor. Hiçbir oyuncum yüzde 100 hazır değil. O yüzden bazen yüksek şiddetli baskı istiyoruz. Öndeki baskılarda vakit zaman yanlış yaptığımız yerler de oldu. Bu maçta genel olarak baktığımızda yani tempo olarak, istek olarak ve taktiksel olarak bizim açımızdan güzel geçti. Oyuncularımız da buna adapte oluyorlar. Daha âlâ bir fizik performans ve kondisyonları daha güzel bir duruma geldiğinde bence çok daha uygununu verecekler.”
“DOUE ÖN PLANDA OLAN OYUNCULARDAN BİRİYDİ”
Transfer çalışmalarının bâtın yürütülmesi gerektiğini söyleyen 50 yaşındaki teknik adam, “Listeyi aslında idaremize verdik. Transfer çalışması biraz daha özel bir şey. Yani tam olarak burada ben kim olursunuz, hangi kadro olursunuz, hangi hoca olursa, hangi lider, hangi yönetici… Transferin nasıl gittiğini dışarıya söylüyorsa zati bir yanlış yapmış oluruz. O yüzden transfer konusunun bence biraz daha zımnî kalması gerekiyor; ancak bizde çok açık bir halde her şey ilerliyor. Türkiye’de bilhassa. Bakıyorsunuz herkes her şeyi biliyor. Burada istediğimiz mevkiler, aşikâr görüştüğümüz oyuncular var. En kısa vakitte natürel ki bu mevkileri değerlendireceğiz. Kampa katmaya çalışacağız. Bizim için bir kapalılığı olmayan bir şey esasen. Bazen biz sizden okuyoruz, bakıyoruz toplumsal medyada çıkmış. Ondan sonra gerçek oluyor. O yüzden biraz daha saklı gitmesi gerekiyor. Sağ bek olacak 3-4 tane adayımız vardı; fakat daha Doue ön planda olan oyunculardan biriydi. Yeniden 1-2 tane daha görüştüğümüz oyuncu var. Çok net bir formda bitmeden transfer bitti demek çok hakikat gelmiyor” biçiminde konuştu.
“ORTA SAHAYA KALİTEMİZİ ARTTIRACAK BİR OYUNCU ALMAK İSTİYORUZ”
Transfer piyasasında fiyatların çok yüksek olduğuna vurgu yapan Buruk, “Yine orta alanda elimizde çok kaliteli oyuncular var ancak bir tane daha oraya yeniden bizim kalitemizi arttıracak bir oyuncu almak istiyoruz. Burada da bütçemiz çok kıymetli. Liderimizin, idaremizin bu transferde değerli bir bütçe ayırdığını ve bu transfer için en büyük fedakarlığı yapacaklarını da biliyoruz. Bu da bizim için avantaj lakin piyasa çok yüksek. Genel olarak bu sene baktığımızda Arabistan daha başlamadı fakat fiyatlar bir sene evvelki seneye nazaran neredeyse iki katına ulaştı. Oyuncu fiyatlarının git gide yükseldiğini görüyoruz ve bu devirde yapılacak transferler natürel ki biraz daha güç oluyor. Ya çok büyük bir para vereceksiniz, kendi bedelinin üzerinde paralar vereceksiniz ya da bu pazarlığı sürdürüp kulüplerle görüşmek zorundasınız” diye konuştu.
“TÜRK FUTBOLU İÇİN BUNUN HAYIRLI OLMASINI İSTİYORUM”
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Seçimli Genel Şurası’nda bugün yapılan başkanlık seçimi ile alakalı da yorumlarda bulunan Okan Buruk, “Gerçekten çok demokratik bir seçim oldu. İki tane adayın müsabakası bence futbol için, tüm futbol için çok kıymetli. İki aday da kazanabilirdi. Burada bir demokrasi şöleni vardı, o denli söyleyelim. İki aday katıldı. Neredeyse birbirine yakın oylarla kazandılar ve nitekim Türk futbolu için yeni bir nefes, yeni bir kişi. İnanıyorum ki daha radikal bir halde tüm futboldaki kararlar, Türk futbolunu düzeltmek için alınacak. Bilhassa bu kaosun ortadan kalkması için yahut bu kaosu yaratanları bir formda durdurmak için… Bence güzeli olsun. Her şeye sıfırdan başlamak bence bu manada büyük bir talih. Herkesin düzgün niyetli olduğuna inanıyorum. Bir önceki federasyon başkanı yönetiminin de çok âlâ niyetli olduğuna ve Türk futbolu için bir şeyler yapmak istediğine inanıyorum lakin bulunduğumuz ortamda, bulunduğumuz baskıda bu kaos ortamında kim gelirse gelsin bu manada zorlanıyor. O yüzden radikal değişiklikler, haller, davranışlar gerekiyor. Bilhassa federasyonun kendi kimliğini, kendi kişiliğini kimsenin ayaklar altına almayacağı ve kimsenin kendini federasyon üzerinde görüp onu sahiden küçük duruma düşürmeye çalışmayacağı bir federasyon yapısı istiyoruz. Türk futbolu için de bunun güzel olmasını istiyorum. Hepimiz için bir fırsat bu. Sıfırdan her şey başlayacak lakin bu da bizim için de çok kıymetli. Hepimizin dayanak vermesi gerekiyor. Ben de kusurlar yapıyorum. Siz de yanlışlar yapıyorsunuz. Liderler, kulüpler yöneticileri, hepimiz yanlışlar yapıyoruz… Yani doğrular yaparken yanlışlar da yapıyoruz. O yüzden Türk futbolunun geleceği için tahminen buradaki tansiyonu ne kadar aşağı çekersek o kadar yararlı olacak. Bunu toplumsal medyadan götürdüğünüz sürece bu kaos, hengame, dövüş artacak. Zira biliyorsunuz ulusal ekibe bile toplumsal medya üzerinden neler yapıldı. Kulüpçülük olduğu sürece, herkes kendi penceresinden baktığı sürece Türk futbolu için güç bir devir olur. Burada biraz daha anlayışlı olup biraz daha Türk futbolunu düşünerek daha düzgün şeyler yapabiliriz. Buna ben dahil hepimizin dayanak olması gerek” dedi.
“TÜRK VEYA YABANCI DİYE AYIRMAK İSTEMİYORUM”
Yabancı kuralı hakkında da tabirlerde bulunan Buruk, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Ben her vakit özgürlükten yanayım. Uygun Türk oyuncu aslında gelip oynuyor. Vakit zaman dört, vakit zaman beş Türk oyuncuyla oynadık. Premier Lig’den gelen yedi tane oyuncu bizim Alanyaspor maçında kulübede bekliyordu lakin Türk oyuncular oynuyordu. Türk oyuncu yeterliyse zati oynar. Yabancı oyuncu uygun ise yabancı oyuncu oynar. Türk, yabancı diye ayırmak istemiyorum. Bu manada da meselemizin yabancı yahut Türk futbolcu oynatmak olduğunu da düşünmüyorum. Sıkıntımız çok net bir halde biz oyuncu yetiştiremiyoruz ve oyunculara oynama alanı veremiyoruz. Oynama alanı, yetiştiriciler tahminen veremiyoruz. Burada bir sistemimizin olmadığı yerde biz doğaçlama bir formda futbolcu üretiyoruz ve bu oyuncular sonra oynasın mı oynamasın mı diye düşünüyoruz. O yüzden temelden yapacağımız bir yapılanma Türk futbolu için, Türk sporu için sağlıklı olacak. Ana meselemiz kaç yabancı olduğu değil, biz oyuncuyu nerede yetiştireceğiz, nerede oynatacağız… Bugün benim kaç tane oyuncum var. Akademimizden genç oyuncularımız var. Benim bu oyuncuları oynatabileceğim bir lig yok. Ben bu oyuncuları kadro olarak bu liglerimizden ikinci ve üçüncü ligde bir yerde oynatabilirsem ben bu oyuncuların gelişimini sağlayabilirim lakin böyle bir lig yok. Bu türlü bir lige giriş müsaadesi yok. O yüzden bu türlü bir radikal değişiklik de yapılması gerekiyor.”
