Nallıhan’da Maden İşçileri Varlık Satışına Karşı Eylemde

HABER: KADİR DEVİR/ KAMERA: CEMAL BERK AYTEKİN

(ANKARA) – Ankara’nın Nallıhan ilçesindeki Çayırhan Termik Santrali’nin varlık satışına karşı maden çalışanlarının kendilerini yer altına kapatarak başlattıkları aksiyon hava sıcaklığının 5 derecenin altına düştüğü bölgede devam ediyor. Emekçiler yaktıkları ateşin başında ısınarak aksiyonlarını sürdürürken, varlık satışının durdurulması için davette bulundu.

Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Çayırhan Termik Santrali maden alanlarının özelleştirme kararına karşı 500 dolayında maden çalışanı, bugün sabah 08.00 vardiyasında aksiyon başlattı. Sabah saatlerinde başlayan harekete birçok STK ve siyasi parti temsilcinin yanı sıra belediye liderleri ve emek meslek örgütü takviye verdi. Havanın kararması ile birlikte hava sıcaklığının 5 derecenin altına düştüğü maden alanı bölgesinde çalışanlar yaktıkları ateşin başında ısınmaya çalışıyor. Yerin üstünde vardiya vakti gelen personeller, başka personellerin alkışları altında madenin yolunu tutarken dışarıda bekleyen emekçiler ise varlık satışının durdurulması için yetkililere seslendi. İşçiler şöyle konuştu:

“Bizim olan bizim olacaktır”

“Emeğimizin karşılığını alacağımızı umuyoruz. Hava şartları bizi korkutmayacak, hak ettiğimizi alacağımızı düşünüyorum. Şu anda hiçbir endişemiz yok. Bizim olan bizim olacaktır. Biz burada çalışmaya devam edeceğiz. Şu ana kadar bir dönüş olmadı. Bakanlıktan beklentimiz buranın özelleşmemesi aynı şekilde devam etmemiz.”

“Buradayız, gitmiyoruz”

“Biz burada istediğimizi alacağız. Burayı özelleştirmeyeceğiz, elimizden geleni yapacağız. Soğuk hava bizi etkilemeyecek. Mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz. Buradayız, gitmiyoruz. Satışa hayır, özelleştirmeye hayır.”

“Ailemizi yukarıda bırakıyoruz, yerin altında ölümle cebelleşiyoruz”

“Bu soğukta bu kadar gayretimiz olağan ki ailemiz çocuklarımız için. Bu yalnızca madenciler için geçerli değil. Kim olursa olsun, devletin en üstündeki beşerler bile olsa herkes ailesi, çocukları için gereken fedakarlığı yapıyor. Biz de elimizden geleni yapıyoruz ve sonuna kadar yapacağız. Bu iş yalnızca madenleri kapatmakla bitmiyor. Biz çocuklarımız ve Türkiye’deki bütün insanlar için elimizi taşın altına her zaman koyuyoruz. Biz nasıl devleti, milleti yarı yolda bırakmıyorsak ben buradan bütün Türkiye’ye sesleniyorum kimse de bizi yalnız bırakmasın. Biz bu vakte kadar elimizi taşın altına soktuk. Nasıl silahlı kuvvetler hazır duruyorsa biz de her vakit hazırda bekliyoruz. Zelzelede nasıl metrelerce yerin altına girmiş binaları gördüysek burada da biz yerin altına giriyoruz. Biz devamlı vefatla perçinleşiyoruz zati. Ailemizi üstte bırakıyoruz, yerin altında mevtle cebelleşiyoruz. Bizim için vefatla oynamak olağan bir hayata dönüştü. Bu yalnızca madene kapanmakla kalmayacak gerekirse vefat orucuna, gerekirse yürüyüşlere kadar devam edecek.”

“Çalmıyoruz, çırpmıyoruz”

“Biz ailemizi konutta bırakıp geldik. Onlarla dönmeyecek üzere vedalaştık. Sonuna kadar direneceğiz, peşinde olacağız. Ekmeğimiz için, ailemize konutumuza ekmek getirmek için. Çalmıyoruz, çırpmıyoruz. Özel bölüm geldiğinde ‘hadi kömür çıkartın’ diye daima yapılan iş güvenlikleri görünmez hale gelecek. Lakin şu an o denli bir ortam yakaladık ki ‘Kaza yapmayın’ diyorlar. Evvel iş güvenliğine kıymet veriyorlar. Bu hepimizi konutumuza gitmek için huzurlu, memnun ediyor. Devletten beklentimiz burayı kimseye satmasın biz onlara daha çok çalışalım, daha çok kazanalım. Bu biçimde iki taraflı çalışmaya devam edelim.”