Türkiye’de İsrail Dış İstihbarat Servisi’ne (Mossad) casusluk yapmakla suçlanan 56 sanığın yargılandığı davada karar açıklandı.
İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuklu 2 sanık bulunduğu cezaevinden Ses ve İmaj Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.
Duruşmada, kimi tutuksuz sanık ve avukatları da hazır bulundu.
Sanık avukatları, müvekkilleri hakkında somut bir kanıt bulunmadığını öne sürdü.
Sanıklar da savunmalarında beraatlerini talep etti.
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Ahmet Koray Özgürün ve Alperen Erkut’u üzerine atılı “yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini” suçundan 10’ar yıl mahpus cezasına çarptırdı. Sanıkların geleceği üzerindeki muhtemel tesirlerini dikkate alan heyet, bu cezada takdiri indirim uygulayarak 8 yıl 4’er aya indirdi.
Heyet, 35 sanığı da aynı suçtan 8’er yıl mahpus cezasına çarptırdı. Sanıkların geleceği üzerindeki mümkün tesirlerini dikkate alan mahkeme, bu cezayı da 6 yıl 8’er aya indirdi ve sanıklar hakkında yurt dışı çıkış yasağı uygulanmasına hükmetti.
Mahkeme heyeti, toplam 19 sanığın ise üzerlerine atılı “yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini” hatasından, “yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı” gerekçesiyle beraatlerine karar verdi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, İsrail istihbarat servisinin, internet tabanlı taşınabilir uygulamalar üzerinden uzaktan, çevrim içi operasyon grubu oluşturduğu, bu grup vasıtasıyla uzaktan kaynak temini, canlı kuryeyle kaynaklarına para transferi ve alandaki amaçlarına yönelik taktik bazda işler yapılmasının amaçlandığı kaydedilmişti.
İlk temasın, cep telefonlarına kodlanan Telegram ve WhatsApp uygulamaları, toplumsal medya hesapları, Linkedin, e-posta üzerinden sağlandığına dikkati çekilen iddianamede, irtibatın operasyonel Telegram ve WhatsApp uygulamaları üzerinden sürdürüldüğü, muhakkak imajlı yahut sesli görüşme yapılmadığı, yapılan işler karşılığında ödemelerin memleketler arası para transfer şirketleri, kripto paralar, havale ofisleri ve canlı kuryeler vasıtasıyla gerçekleştirildiğine yönelik tespitler yer almıştı.
İddianamede, profesyonelce yapılması istenilen işlerde dedektiflerden istifade edildiği, taktik işlerde ise yüklü olarak kuşku uyandırmayan şahıslardan faydalanıldığı, taktik iş verilen şahıslara WhatsApp kümesi kurma ve yönetme, web sitesi kurma ve yönetme, internet haber gazetesi tasarlama, araştırma, para transferi, foto ve görüntü dokümante, takip, darp ve yaralama, soygun, operasyonel çizgi temini, Suriye ve Lübnan’da araştırma yapması tarafında talimatların verildiği anlatılmıştı.
Dedektiflere biyografik bilgi toplama, keşif tahkikat, fotoğraf/video dokümante, canlı takip, takip aygıtı yerleştirme, canlı kurye bulma ve siber faaliyet misyonlarının verildiği aktarılan iddianamede, dedektiflerin sistem açıklarından ve kritik değere haiz devlet kurumlarında misyon yapan etraflarından, devletin data tabanında bulunan bilgileri temin edebildiklerinin belirlendiği vurgulanmıştı.
İddianamede, tüm sanıkların “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme” kabahatinden 15’er yıldan 20’şer yıla kadar mahpusla cezalandırılması istenmişti.
