İsveç’te 2 bin 500 yıllık gizemli gömü: Bıçak saplanmış mezar bulundu

İsveç’in doğusundaki Pryssgården’de yapılan arkeolojik hafriyatlarda, Demir Çağı’na ait sıra dışı bir mezar gün yüzüne çıkarıldı. Kazılarda, bıçak saplanmış bir kadın bedenine ait 2 bin 500 yıllık kalıntılara rastlandı. İsveç Ulusal Tarih Müzeleri’nden arkeolog Moa Gillberg’in liderlik ettiği araştırma ekibi, bu gizemli mezarın detaylarını araştırıyor.

TARİHİ METİNLERDEN ALINAN İPUÇLARIYLA BULUNDU

Pryssgården’deki mezarlık alanı, 17. yüzyılda İsveçli rahip Ericus Hemengius’un kaleme aldığı metinlerde anılan bir antik bölge olarak biliniyordu. Lakin günümüze kadar mezarların bulunup bulunmadığı net değildi. Arkeologlar, 2023 yılı hafriyatları sırasında ortaya çıkan küçük kemik modülleri ve eski süs eşyaları sayesinde bu mezarlığın Hemengius’un bahsettiği alan olduğunu doğruladı.

TOPRAĞA SAĞLANMIŞ BIÇAK, GİZEMİ DERİNLEŞTİRİYOR

Yaklaşık 50 mezarın ortaya çıkarıldığı alanda, bilhassa bir bayan mezarı dikkat çekti. Bayanın vücuduna saplanmış üzere duran bir bıçak, mezarı sıradışı kılıyor. Dr. Moa Gillberg, bu durumun nedenine dair şimdi bir açıklamaları olmadığını belirtirken, mezarın etrafındaki isli ve kalın kül katmanının da araştırmayı değişik hale getirdiğini vurguladı.

Gillberg, “Bu bıçağın özel olarak kadına adanmış olduğunu düşünüyoruz. Çakı, toprağa doğrudan saplanmış durumda ve gömülmeden önce yakılmış bir odun yığınının üzerinde duruyor olabilir,” dedi. Araştırmacılar, emsal bayan mezarlarının bulunduğu İsveç’in öteki bölgelerinde de birebir tipten bıçakların mezara dahil edildiğini belirtti.

ESKİ YERLEŞİM KALINTILARINA DA ULAŞILDI

Mezarlık alanında yapılan hafriyatlarda, antik çağlardan kalma iki mesken, büyük bir depo ve kuyu izlerine de rastlandı. Dr. Gillberg, “Bir çukurun, muhtemelen mezarlığı işaretleyen büyük bir direk çukuru olduğunu düşünüyoruz. Tahminen de mezarlığın sonlarını belirlemek için yapılmış bir yapıydı. Başka emsal çukurların var olup olmadığını görmek için kazılara devam edeceğiz,” diye konuştu.

Bu keşif, Demir Çağı’na dair yeni bilgiler sunarken, gömü geleneklerine ait bilinmeyenleri aydınlatma potansiyeli taşıyor.