MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, TBMM Genel Kurulu’nda, İsrail’in Suriye’deki işgal girişimlerinin Golan Tepeleri ile sınırlı kalmayacağını belirterek, bu durumun yakın bir süre içerisinde Türkiye’nin İsrail ile fiziki temas hattına girecekleri anlamına geldiğini ifade etti.
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, ” İsrail, Şam’a 20 kilometreye kadar yaklaşmıştır. Bu durum, yakın bir süre içerisinde İsrail ile fiziki temas hattına gireceğimiz anlamına da gelmektedir. Bu şartlar altında angajman kurallarımızı acilen belirlemeliyiz” dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, TBMM Genel Kurulu’nda devam eden bütçe görüşmelerinde Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği Başkanlığı ve Türk Akreditasyon Kurumu üzerinde MHP Grubu adına konuşma yaptı.
İSRAİL TEHLİKESİNE DİKKAT ÇEKTİ
İsrail’in Suriye’de ilerlemesine dikkat çeken Özdemir, bu durumun Türkiye’nin İsrail ile fizik temas hattına girmesine neden olabileceğini söyledi.
Özdemir, “Diğer yandan İsrail’in Suriye toprakları üzerinde hiçbir gerekçe ve hukuka dayanmadan sürdürdüğü mütecaviz eylemlere karşı da teyakkuzda olunması gerekir. Zira sahadan gelen bilgilere bakılırsa, Gazze’den kaynaklı soykırım suçunu boynuna asmış bulunan İsrail’in, Suriye’deki işgal girişimleri yalnızca Golan Tepeleri ile sınırlı kalmayacak gibi durmaktadır. Dikkat buyrulursa İsrail Şam’a 20 kilometreye kadar yaklaşmıştır. Bu durum, yakın bir süre içerisinde İsrail ile fiziki temas hattına gireceğimiz anlamına da gelmektedir” ifadelerini kullandı.
“ESAD REJİMİNİN DÜŞMESİ İLE SONLANDI”
“Başı sıkışan her mazlum gözünü bize çevirmektedir, herhangi bir konuda adım atacak her ülke Ankara’nın tutumunu dikkate almak durumundadır” diyen Özdemir şunları söyledi: “Dahası karar ve iradelerimiz tavsiye niteliğinden çok daha ileri bir aşamaya erişmiş, yazısını bizimle beraber gören millet ve devletler ortaya çıkmıştır. Mazisi bizimle beraber olan ancak son yüz yıldır yaşam alanı kalemle çizilen coğrafyalar, gelinen aşamada bedeli ödenmiş ve kanla yazılan tarihe dar geldiğini göstermektedir. Dolayısıyla Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimiz için büyük bir ivme ile hareket ederken, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin getirdiği kurumsal gelişime açık adımları da vakti gelmişken atmak durumundayız. Yaklaşan büyük buhranı göğüslemek bir yana, bu buhran sonrası için hazır olmak ve her coğrafyaya hakim duruma gelmek için Dışişleri Bakanlığımızın kurumsal yapısını sürekli gelişime hazır hale getirebilmeliyiz. 27 Kasım’da Suriye’nin Halep kentinin batısında başlayan çatışmalar, 11 günlük sürenin ardından Şam’ın el değiştirmesi ve Esad rejiminin düşmesi ile sonlanmıştır.
SURİYE’DEKİ PKK/YPG VARLIĞI
İlave olarak Tel Rifat ve Menbiç’teki PKK/PYD terör örgütü varlığı da Suriye Milli Ordusu ve Müşterek Kuvvetler tarafından sonlandırılmıştır. Mevcut durumda ise Tel Abyad bölgesine doğru Suriye Milli Ordusu’nun ilerleyişi sürmektedir. Ayrıca Deyr Ez Zor bölgesi etrafında da yine PKK/PYD terör örgütüne karşı bazı aşiretlerle, diğer unsurların mücadelesi devam etmektedir. Gelinen aşamada muhalifler rejimin kendisi olmuş, rejim ise Suriye’den kaçmıştır.
Temennimiz siyasi sürecin bir an evvel başlaması ve en uzun sınıra sahip olduğumuz Suriye’nin kalıcı huzur ve barışa ermesidir. Bu çerçevede önümüzdeki dönemde üç temel esasın muhafazası elzemdir. Bunlar, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması, iç savaş öncesi demografik yapının muhafazası ve başta PKK/PYD olmak üzere terör örgütlerinin meşruiyet bulma çabalarının önlenmesidir. Böylelikle elde edilecek siyasi çözümle vatandaşlarının iradesi ile idare olunacak bir Suriye’nin varlığı ümit edilen huzur iklimi yakalanabilecektir.
“DIŞİŞLERİ BAKANLIĞIMIZIN BÜTÇESİNİ DESTEKLİYORUZ”
Başta Türkiye’de bulunan misafirlerimiz olmak üzere, iç savaş sebebiyle ülkelerinden ayrılmak durumunda kalan Suriyelilerin, kendi topraklarına onurlu ve başları dik bir şekilde dönmelerinin yolu açılmıştır. Bilinmelidir ki Suriye coğrafyasında bizim hasmımız PKK ve DEAŞ, hısmımız ise Kürt ve Arap kardeşlerimizdir. Diğer yandan İsrail’in Suriye toprakları üzerinde hiçbir gerekçe ve hukuka dayanmadan sürdürdüğü mütecaviz eylemlere karşı da teyakkuzda olunması gerekir. Zira sahadan gelen bilgilere bakılırsa, Gazze’den kaynaklı soykırım suçunu boynuna asmış bulunan İsrail’in, Suriye’deki işgal girişimleri yalnızca Golan Tepeleri ile sınırlı kalmayacak gibi durmaktadır.
Dikkat buyrulursa İsrail Şam’a 20 kilometreye kadar yaklaşmıştır. Bu durum, yakın bir süre içerisinde İsrail ile fiziki temas hattına gireceğimiz anlamına da gelmektedir. Bu şartlar altında angajman kurallarımızı acilen belirlemeliyiz. Cumhuriyet tarihimizin en hassas dönemlerinden geçerken, Ankara merkezli yaklaşımımızı ve Ankara vizyonunu hayata geçirme zorunluluğumuzu bizlere tarih tekrar hatırlatmaktadır. Büyük Türkiye ülkümüz işte böyle hayat bulacak, Türk ve Türkiye Yüzyılı inanç, azim ve kararlılıkla mutlaka hayata geçecektir. Bu vesile ile Dışişleri Bakanlığımızın bütçesine Milliyetçi Hareket Partisi olarak olumlu yönde oy vereceğimizi ve desteklediğimizi belirtiyoruz.”