İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy ile Fransa Dışişleri Bakanı Stephane Sejourne, İngiliz The Observer gazetesi için Ortadoğu’da durumu ele alan bir makale kaleme aldı.
İki Avrupalı bakan, Ortadoğu’da barış için hiçbir vakit geç değil, yalnızca şiddet döngüsünü kırmamız gerek” başlıklı makalede, rastgele bir İran saldırısının, Gazze için süren ateşkes müzakerelerini baltalamak dışında yıkıcı sonuçlarının olacağı ikazında bulundu.
Yazıda, 7 Ekim’den bu yana Gazze dışında Lübnan’da da tansiyonun arttığı, İran’ın bölgeyi daha büyük bir savaşa götürecek şekilde gerginliği tırmandırdığı belirtildi.
Şiddet döngüsüne şahitlik edildiği ve durumun yanlış hesaplamayla daha derin ve çözülemez hale gelme riski taşıdığını belirten bakanlar, gerginliği artırmaya meyilli olan bu döngünün, siyasi çözümü daha da zor hale getirdiğine dikkat çekti.
Fransa ve İngiltere’nin ulusal çıkarı ve güvenliği, Avrupa ve Ortadoğu’nun güvenliği için iki ülkenin birlikte çalıştığı kaydedilen makalede, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin daimi üyeleri olarak sadece ortak çıkarlara sahip olmadıkları, aynı zamanda İsrail’in ve işgal altındaki Filistin topraklarının güvenliği ile tüm bölgenin istikrarına karşı sorumluluklarının bulunduğu bildirildi.
Katar’ın başkenti Doha’daki ateşkes ve esir takası müzakerelerinin Gazze’de acil ateşkes, esirlerin salıverilmesi ve bölgenin istikrarı için hayati önem taşıdığı da belirtildi.
Ateşkes olmadığı takdirde Gazze’deki insani durumun kötüleşeceği anlatılan yazıda, tüm insani yardım örgütlerindeki yavuz sıhhat çalışanlarının çocuk felci salgınını önlemek için adeta yarış içinde bulundukları, lakin sırf inançlı olduğu vakit aşılama yapabildikleri tabir edildi.
SİYASİ TAHLİL VURGUSU
Makalede, barış için hiçbir vakit geç olmadığının ve topyekun bir savaşın kimsenin çıkarına olmayacağının altı çizildi.
Diplomasiye gereken takviyenin verilmesi gerektiğini de vurgulayan iki bakan, “Herhangi bir İran saldırısının, Gazze için süren ateşkes müzakerelerini baltalamak dışında, yıkıcı sonuçları olacaktır” ifadelerini kullandı.
Makalede, bir mutabakatın sivillerin çektiği acılara son vereceği, güvenlik hissini inşa edeceği ve iki devletli tahlile giden yolu açacağına işaret edilerek, şunlar belirtildi:
“Hiçbir bahane ve gecikme kabul edilemez. Hepimiz bir araya gelmeliyiz. Barış için birleşmeliyiz. Yalnızca siyasi bir çözüm, yolu gözlenen barışı sağlayabilir. Bu yüzden sadece ateşkes istemiyoruz, aynı zamanda İsrail, Hizbullah ve Lübnan’ı da gerginliği BM Güvenlik Konseyinin 1701 sayılı kararında belirtilen ilkeler çerçevesinde çözmek için ABD öncülüğünde başlatılan müzakerelere katılmaya çağırıyoruz.”
