İki kişilik “Milli Birlik”

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin sözleri çok tartışıldı.

Hala da tartışılıyor.

Şu konuda bir problem yok.

40 yılda terör belası, 9 bin güvenlik görevlimizin canını aldı.

5 bin sivil hayatını kaybetti.

47 bin terörist öldürüldü.

Ekonomistlere göre bu 40 yılda Türkiye’nin 2 trilyon dolarlık kaybı oldu.

İşin sosyolojik ve kültürel yönü ayrı bir konu.

Ülkeye bu kadar fazla zarar veren bir terör örgütünün silah bırakıp, terörü sonlandırmasını aklı başında kim istemez?

Evet istemeyenler olacaktır,

Mesela PKK gibi taşeron terör örgütlerini koruyup kollayan emperyalistler istemez.

Türkiye düşmanları istemez.

Onlara söyleyecek bir sözümüz zaten yok, kış kışlığını yapacaktır.

Benim itirazım Devlet Bahçeli’nin “çözüm” yöntemine.

Son 40 yılda Türkiye’nin başına bela olan bir örgütün liderini, milleti temsil eden bir yapıda konuşturmak doğru mu?

Hiç şüphesiz Öcalan, cezaevinden çıkabilmek için her öneriyi kabul edecektir.

Zaten duruşmada “devletin hizmetindeyim” açıklamasını yapmıştı.

Konu Abdullah Öcalan ile sınırlı mı?

Onun istemesi sorunu çözmeye yetecek mi?

Emperyalist güçler “çözüme” rıza gösterir mi?

Soru çok ancak önemli olan yanıtlar ve sonrasında yaşanacaklar.

Bahçeli ve TBMM’deki parti grubunda onu destekleyen Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan, milli birliği sağlamak istiyorsa çözüm Öcalan’ın serbest kalması olamaz.

Bu hem sosyolojik olarak hem de siyaseten kabul edilemez.

Topluma, şehit yakınlarına, vatanını seven herkese bu durumu açıklayamazsınız.

Şunu söyleyebilirsiniz: Biz yaptık oldu.

Öcalan, ister serbest bırakılsın isterse TBMM’de konuşturulsun, vicdanlara bunu anlatamazsınız.

Belli ki belli bir plan çerçevesinde yola çıkıldı.

Örneği daha önce görüldü, eğer yine verdiğiniz sözlerden dönerseniz bu durum Kürtlerde de duygu kırılmasına neden olacaktır.

Atılan yanlış adımlar Cumhuriyet’in birleştirici yönünü sarsar.

Milli birlik, Öcalan’ın Meclis’te konuşmasıyla sağlanamaz.

Özgürlük, eşitlik ve adalet sağlanırsa bu toplum sorunları kolaylıkla çözecektir. Yeter ki iki kişiyi değil toplumun tamamını düşünerek adım atın.

Serhat DOĞAN
Gazeteci