Diyarbakır’dan Tunceli’ye yürüyüş düzenleyen Gülistan Doku’nun ailesi, kızlarının kaybolmasının üzerinden geçen 5 yılda adalet talep ediyor. Anne Bedriye Doku, acısını dile getirirken, aile üyeleri ve destekçileri ‘Gülistan Doku nerede?’ sloganları attı. Aile, olayla ilgili yeni gelişmelerin olduğunu belirtti.
GÜLİSTAN DOKU İÇİN YÜRÜYÜŞ
Diyarbakır’dan Tunceli’ye gelen Gülistan Doku’nun annesi Bedriye, babası Halit ve ablası Aygül Doku ile üniversite arkadaşları ve kadın platformlarının üyeleri, ellerinde fotoğraflar ve pankartlarla Sanat Sokağı’nda bir ortaya gelerek Seyit İstek Meydanı’na kadar yürüdü. Yürüyüşte sık sık ‘Gülistan Doku nerede’ sloganları atıldı. Zaman zaman da aile bireyleri fenalaştı.
‘BEN YUMURTA SATARAK KIZIMI OKUTTUM’
Burada konuşma yapan annesi Bedriye Doku, kızına 5 yıldır hasret kaldığını belirterek, “Benim kızım kuş olmadı, buhar olmadı, uçmadı. Üstünü örtmeyin. Yarım saat, bir saat, iki saat kendinizi benim yerine koyun. Sizin çocuklarınız okula gidecek, gelmeyecek. Siz ne yapabilirsiniz? 5 sene oldu, 6’ncıya gidiyor. Allah için bize yardım edin. Ben kızımı okula gönderdim, yumurta satım, kızımı okula gönderdim ve okuttum. Sizin üzere bizim maaşımız yok. Allah için benim kızımı çıkartın” dedi.
‘BEN ADALET İSTİYORUM’
Adalet istediğini söyleyen babası Halit Doku da “Ben bir babayım baba. Ben bu kızı okula gönderdim. Ben bu millete, devlete bir yararı olsun dedim. Benim kızım ne yaptı da burada kızımı kaybettiniz. Ben adalet istiyorum. Adalet nerede? Bu kızım ne yapmıştı? O denli bir şey yapmışsa ceza verseydiniz. Kızımı niçin öldürdünüz? Katil dışarıda geziyor. Siz beni seyrediyorsunuz. Yazıklar olsun size” diye konuştu.
‘DOSYADA GELİŞME VAR’
Kentte 6 ay önce atanan başsavcının dosyaya çalıştığını ve yeni gelişmeler olduğunu belirten abla Aygül Doku ise şöyle konuştu:
“Kardeşim Gülistan Doku tam 5 yıldır yok. Tunceli’de avuç içi kadar bir kentte ‘Kuş oldu uçtu’ dediler. Bizim de buna inanmamızı istiyorlar. Biz 7 kardeştik. Gülistan bizim evin en küçüğüydü. Gözümüzün nuruydu. Biz Gülistan’ı sabahları uyandırmaya kıyamazdık. Tahminen de küçüğümüz olduğu için bu kadar acımız daha derin. Ben de daha mana veremedim. Ben onu bulmadan, o karanlıktan çıkarmadan, ona bu karanlığı yaşatanlar adalet kürsüsüne gelmeden size yemin olsun durmayacağım. Artık belgemize yeni gelişmeler var. Bu gelişmeler hakkında biz yarın savcı hanımla görüşeceğimiz için bir bilgi veremem. Daha evvelki savcı ısrarla ben belgeye koymadığım dediği iletileri yeni savcı koymuş evraka. Biz o iletileri görebildik. Evrakta şu anda 3 tane başsavcı değiştirdik. Yeni başsavcı bir bayan, üstelik kız evladı olan bir bayan. Belgeyi çok derinlemesine ele aldığını söylüyor. Evet bunu herkes bize söyledi. Ben burada hepinizin huzurunda yeni başsavcıya seslenmek istiyorum; ‘Sayın savcım ben size inanmak istiyorum’. Ben sizinle görüştüm. Siz bana dediniz ki ‘Ben bu dosyayı teker teker ele alacağım Aygül. Teker teker bu dosyada en ufak kimseyi sorgulamadan bırakmayacağım’ dediniz. Ben size inanmak istiyorum. Ben adalete inanmak istiyorum”