Gizli CIA belgeleri: Tevrat’taki Ahit Sandığı’nın bulunduğu iddia edildi

Hz. Musa’ya vahyedilen On Emir’in yazılı olduğu iki orijinal taş tableti barındırdığına inanılan Ahit Sandığı’nın (Ark of the Covenant) nerede olduğu uzun yıllardır gizemini koruyor. Lakin CIA tarafından saklılığı kaldırılan bir dokümanda, sandığın 1988 yılında bulunduğu sav ediliyor.

Tevrat’a göre, İsrailoğulları MÖ 13. yüzyılda Mısır’dan kaçtıktan kısa bir mühlet sonra Ahit Sandığı’nı (İslam’da geçen ismiyle Tâbutu Sekîne) inşa etti. Hz. Musa, İlah tarafından verilen On Emir’i bu altın kaplı kutsal sandığın içine yerleştirdi. Sandık, Kudüs’teki Süleyman Mabedi’nin en kutsal bölgesinde koruma ediliyordu. Lakin MÖ 586 yılında Babil ordularının Kudüs’ü işgali sırasında kayboldu.

Konuyla ilgili zamanla farklı teoriler ortaya atıldı. Bazı iddialara göre Ahit Sandığı Etiyopya’ya kaçırıldı ve Aksum’daki Meryem Ana Kilisesi’nde saklanıyor. Fakat buna dair kesin bir ispat bulunmuyor.

Daily Mail’in haberine nazaran ise yakın vakitte saklılığı kaldırılan CIA dokümanlarında Ahit Sandığı’nın yerinin bulunduğu argüman edildi.

ON BUYRUK NEDİR?

On Buyruk; Yahudilik’te kıymetli kabul edilen, Tanrı’nın Hz. Musa’ya vahyettiğine inanılan temel ahlaki ve dini kurallara deniyor. Tevrat’a nazaran, MÖ 13. yüzyılda Sina Dağı’nda iki taş levha üzerine yazıldı.

Bu buyruklar şöyle özetleniyor:

Tanrı’dan öteki ilah edinme.

Putlara tapma.

Tanrı’nın ismini boş yere anma.

Şabat (Cumartesi) gününü kutsal tut.

Anne ve babana hürmet göster.

Öldürme.

Zina etme.

Çalma.

Yalancı şahitlik yapma.

Komşunun malına yahut eşine göz dikme.

Öte yandan, İslam Ansiklopedisi’ne nazaran, Kur’an-ı Kerim’de on buyruk tabiri direkt yer almıyor. Ama İsrailoğulları ile yapılan ahitlere ve onların yükümlülüklerine dair bilgiler bulunuyor.

Buna nazaran, Hz. Musa, İsrailoğulları’nı Firavun’un zulmünden kurtardıktan sonra kırk gün kırk gece sürecek bir buluşma için Sina dağına davet edildi ve orada kendisine levhalar verildi.

Levhalarda insanlara öğüt olmak üzere her şeyin detaylarıyla anlatıldığı, Allah’tan korkanlar için hidayet ve rahmet olduğu belirtiliyor ve öbür bilgi verilmiyor.

CIA VE “UZAK GÖRÜŞ” DENEYİ

CIA’in 1970 ve 1980’lerde yürüttüğü “Project Sun Streak” kapsamında, paranormal yetenekleri olduğu tez edilen bireylerin bu sandığı bulmak üzere istihbarat toplamak için kullanıldığı öne sürülüyor.

Bu bireylerden birinin, sadece koordinatlar verilerek Ahit Sandığı’nın yerini belirlemeye çalıştığı tabir ediliyor.

CIA’in saklılığı kaldırılan dokümanlarında, 1988’de yapılan bir deneyin bahsi geçiyor. “Uzak Görüşçü No. 032” isimli kişinin, sandığın Ortadoğu’da saklandığını söylediği sav ediliyor.

İddiaya nazaran bu kişi, sandığın ahşap, altın ve gümüşten yapıldığını ve üzerinde altı kanatlı bir melek figürü bulunduğunu lisana getirdi. Bunun yanı sıra, sandığın bulunduğu yerin yeraltında, karanlık ve nemli bir alan olduğunu da belirtti.

Söz konusu kişi, sandığın korunduğunu ve lakin “yetkili kişiler” tarafından açılabileceğini söyledi. Zorla açılmaya çalışılması durumunda “bilinmeyen bir güç” tarafından taarruza uğranacağını ileri sürdü.

ETİYOPYA VE ALTERNATİF TEORİLER

Öte yandan, Ahit Sandığı’nın Etiyopya’da olduğu tezi da yıllardır lisana getiriliyor.

Efsaneye nazaran, Sheba Kraliçesi ile Kral Süleyman’ın oğlu Menelik, sandığı Kudüs’ten çalarak Etiyopya’ya getirdi ve Aksum’daki kiliseye yerleştirdi. Lakin 20. yüzyılda sandığı gördüğünü argüman eden birtakım uzmanlar, bunun yalnızca bir kopya olduğunu belirtmişti.

Ahit Sandığı’nın nerede olduğu tartışması hala devam etse de bahsi geçen CIA evrakları, ABD istihbaratının bu hususa yıllardır ilgi gösterdiğini ve paranormal yetenekleri olduğu söylenen bireylerle araştırmalar yaptığını ortaya koyuyor.