Dışişleri Bakanlığı’ndan Avrupa Birliği’nin Türkiye raporuna tepki

Avrupa Birliği’nin (AB) yürütme organı olan Avrupa Komisyonu, Ukrayna ve Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 10 ülke için genişleme raporlarını açıkladı. Dışişleri Bakanlığı’ndan bahse ait yapılan yazılı açıklamada, “2024 yılı Türkiye Raporu’nda, AB’nin özellikle siyasi kriterler ve iç siyasi dinamikler konusundaki haksız değerlendirmelerini reddediyoruz.” ifadelerie yer verildi. Dışişleri açıklamasında ayrıca, Türkiye-AB bağlantılarının önündeki siyasi mahzurların kaldırılmasının beklendiği belirtildi.

Dışişleri Bakanlığı’ndan Avrupa Birliği’nin Türkiye raporuna tepki
Yayınlama: 31.10.2024
A+
A-

Avrupa Birliği, Türkiye’nin de ortalarında bulunduğu 10 ülke için genişleme raporlarını açıkladı.

Dışişleri Bakanlığı, Türkiye raporunun ardından yazılı açıklama bulunarak reaksiyon gösterdi.

Bakanlık açıklamasında, “2024 yılı Türkiye Raporu’nda, AB’nin özellikle siyasi kriterler ve iç siyasi dinamikler konusundaki haksız değerlendirmelerini reddediyoruz.” tabirlerine yer verildi.

Raporda, makroekonomik siyasetlerde kaydedilen ilerlemeye atıfta bulunulması ve Türkiye’nin hem işleyen piyasa ekonomisine ileri düzeyde uyumunun hem de Birlik içindeki rekabet baskıları ve piyasa güçleriyle baş edebilme kapasitesinin vurgulanmasının kayda değer bulunduğu belirtildi.

“PEK ÇOK ALANDA ORTAK ADIM ATMAK MÜMKÜN”

Raporun, Türkiye’nin, mevzuatını AB ile uyumlu hale getirerek birçok alanda AB standartlarına ahenk sağladığını teyit ettiği vurgulanan açıklamada, “Ortaklık Konseyi ve kritik alanlarda Yüksek Düzeyli Diyalog Toplantıları gibi askıya alınan tüm yapısal diyalog mekanizmalarının yeniden canlandırılmasıyla, pek çok alanda ortak adım atmak mümkündür.” tabirlerine yer verildi.

Dışişleri açıklamasında, raporda Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yapan bir rol oynadığı, Yunanistan ile alakalarını güzelleştirdiği ve AB ile ticari mevzulardaki iş birliğini geliştirdiğinin vurgulandığı belirtildi.

“SİYASİ ENGELLERİN KALDIRILMASINI BEKLİYORUZ”

Açıklamada, “Rapor’da kayda geçirilen yapıcı yaklaşımımız uyarınca, 15 Temmuz 2019 tarihli Konsey Sonuçlarıyla uygulamaya konmuş olan Türkiye-AB ilişkilerinin önündeki siyasi engellerin kaldırılmasını bekliyoruz.” tabirleri kullanıldı.

Dışişleri açıklamasında ayrıyeten, raporun, Yunanistan ve Kıbrıs Rum tarafının gerçeklerle bağdaşmayan, hukuk dışı ve maksimalist görüşlerini yansıtmakta olduğu vurgulandı.

Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin legal telaşlarını ve haklı siyasetlerini büsbütün göz arkası edildiği belirtildi.

“ÇÖZÜM İKİ TARAFIN MUTABAKATIYLA GERÇEKLEŞMELİ”

Açıklamanın devamında Kıbrıs sıkıntısı ile ilgili olarak, “Kıbrıs sorununun tahliline yönelik formatın sırf Ada’daki iki tarafı, üç Garantör gücü ve Birleşmiş Milletleri içerdiğinin altını çizmek isteriz. Gelecekte varılacak herhangi bir çözüm, Ada’daki iki tarafın mutabakatıyla gerçekleşmelidir. AB’nin Kıbrıs meselesine ilişkin olarak, Kıbrıs Rum tarafının tutumunu kayıtsız şartsız yansıtan ve Kıbrıs Türk halkının özden gelen haklarını dikkate almayan açıklamaları, çözüm çabalarına katkıda bulunmamakta ve AB’nin tahlil sürecinde yer almasının neden uygun bir seçenek olmadığını açıkça göstermektedir. AB’nin, üçüncü ülkelerin sınırlarını belirleme görevi veya bu konuda karar verme yetkisi olmadığını da hatırlatırız.” ifadelerine yer verildi.

“AB’NİN İŞBİRLİĞİ UĞRAŞLARI SOMUT ADIM GEREKTİRİYOR”

Mevcut bölgesel ve küresel sınamaların Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir bakış açısı gerektirdiği kaydedilen açıklamada, “AB’nin son dönemde Türkiye ile iş birliği yapılması yönündeki çabalarını memnuniyetle karşılıyoruz. Bununla beraber, ilişkilerin yeniden canlandırılması, AB’nin siyasi iradesine ve stratejik vizyonuna dayanan somut adımlar atılmasını gerektirmektedir.” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada ayrıca, aday ülke olarak, Türkiye’nin AB ile münasebetlerini yapan bir halde geliştirme tarafındaki siyasi iradesinin açık ve güçlü olduğu bir defa daha vurgulandı.

Dışişleri açıklaması, “AB üyelik sürecinde Türkiye’den beklenen ilerleme, AB’nin Türkiye’nin adaylık statüsüne uygun, yapıcı ve stratejik bir yaklaşımı somut adımlarla hayata geçirmesiyle hızlanacaktır. Bu bağlamda, Avrupa Komisyonu ve Yüksek Temsilci tarafından hazırlanan Ortak Bildirim’de yer alan tavsiyelerin herhangi bir gecikme veya ilave ön koşul olmaksızın uygulanmasını bekliyoruz.” tabirleriyle sonlandırıldı.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.