Gençler derin bir bunalım içinde.
Bu durumun birçok nedeni var ama şu sayacaklarım hayati öneme sahip.
Gençler kaliteli eğitime erişemiyor.
Hatta bırakın kalitelisini eğitime erişmek için belli bir para gerekiyor, oysa bu çocuklar/gençler çalışmak zorunda bırakıldı.
Çünkü ailelerine çalışarak yardım etmek zorundalar.
Çünkü derin bir yoksulluk içindeler.
Peki iş var mı?
Burada iş yine dönüp dolaşıp eğitime ve ekonomiye geliyor.
İşveren, gence soruyor “Okudun mu?”
Gencin yanıtı belli “okula gitsem burada ne işim var”.
Gencin yanıtına işveren de aynı şekilde yanıt veriyor.
“Hem okumamışsın hem de asgari ücreti beğenmiyorsun”
Haftanın 6 günü, aylık 17 bin liraya çalışılır mı?
İşte bu nedenle çocuklar/gençler derin bir çıkmazda.
Bir yanda eğitimini tamamlamak isteyen bir genç, diğer yanda çalışsa aldığı ücret bir haftalık harçlığını karşılamayacak bir öğrenci.
Diyeceksiniz ki sadece okumayan gençler mi aynı derin bunalımı yaşıyor.
Fakülte bitirip avukat olan, eczacı olan, öğretmen olan binlerce gencimiz aylık 15 bin liraya çalışmak zorunda.
Kitap okuyamayan, (okumayan değil), sinemaya gidemeyen, tiyatroya, konsere parası olmadığı için gidemeyen bir gençten nasıl bir entelektüel birikim bekliyorsunuz?
Soruyorum size hepimiz gençlere kızıyoruz ama gençlerin içinde bulunduğu derin buhranı kaçımız anlıyoruz.
Evet sokaklar güvensiz hale geldi, gencecik çocuklarımız uyuşturucunun batağında çırpınıyor.
Üstelik çırpınırken başka canları da yakıyorlar.
Polislere olan saldırıları izliyorsunuzdur.
Toplumsal yapının halini görmeden bu olayları “bağımsız” olarak göremezsiniz.
Elbette bu günler geçecek, nasıl büyük savaşlar geride kaldıysa.
Büyük ekonomik krizler canımızı yakıp gittiyse.
Hepsi geçer gider ama gençlerin/öğrencilerin kısacası toplumun içine düştüğü buhran kolay kolay geçmez.
Türkiye’de bugün yaşanan tamda budur.
“Geçer yahu” dediğimiz birçok şey geçer lakin toplumun cehaleti, çürümüşlüğü kolay kolay geçmez.
Toplum daha fazla çürümeden acil önlem alınması gerekiyor.
Eğitimde, ekonomide, hukukta, sağlıkta, sanatta, siyasette; aklı, bilimi, çağdaşlığı, laik eğitimi, Atatürk değerlerini yaşatmadan bu çürümüşlüğün önüne geçemezseniz.
Eğer niyetiniz geçmekse.
Serhat DOĞAN
Gazeteci