Maden Kanunu ile Kimi Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 11 Mayıs 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini anımsatan Gökhan Günaydın, kanunun 8 hususunun iptali ve yürürlüğünün durdurulması hedefiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurduklarını belirtti.
Yeni iş cinayetlerine davetiye çıkarılmasın
İptalini istedikleri maddelerden birinin kum, çakıl, kalker, mermer, tuz, elmas, yakut, safir, beril ve zümrüt gibi madenlerin çıkartılması ve işletilmesi için UMREK kodu zorunluluğunu ortadan kaldıran düzenleme olduğunu ifade eden Günaydın, Türkiye’de her yıl yüzlerce kişinin maden kazalarında hayatını kaybettiğini söyledi: “MTA’nın da yapacağı faaliyetlerde UMREK kodunun kullanılmasını ortadan kaldıran düzenleme maden alanında yeni iş cinayetlerine davetiye çıkartmaktır, dolayısıyla bunların iptalini istedik” dedi.
Çevre felaketlerinin önüne geçmek şart
Dava konusu başka unsurun “yenilenebilir enerji santralleri ve yenilenebilir enerji kaynağına dayalı birden çok kaynaklı üretim tesisi kurulabilmesi için imar planı zorunluluğunu ortadan kaldıran” düzenleme olduğunu, bunun ortadan kaldırılmasının Türkiye’nin etraf felaketlerine sürüklenmesi manasını taşıdığını öne süren Günaydın, bu unsurun de iptalini istediklerini söyledi. Günaydın, iptalini istedikleri başka hususlara ait şunları söyledi:
“Yüzen LNG tesisleri ile doğal gaz depolama tesislerinde istisnalar hariç yasal hiçbir ölçüt öngörülmeksizin, Güç Piyasası Düzenleme Kurumuna düzenleme yetkisini vermek bu alandaki kayırmacılığı kıymetli ölçüde artıracaktır. Bunu da iptali için taşıdık. Ayrıyeten yeniden yenilenebilir güç alanında müsabakalara ait yol ve temelleri Güç ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı sadece belirliyor, bir ölçüt yok. Türkiye’de bu işlerin, bu ihalelerin nasıl yapıldığını hepimiz biliyoruz. Siz şayet bir ölçüt koymadan o alanı sadece ucu acık bir takdir yetkisine dayanarak bakanlığa devredersiniz, bu çevresel ve insani pahaların aleyhine sonuçlar doğuracaktır, iptalini istedik.”
Çok uluslu şirketlere ayrıcalık tanınmamalı
Yenilenebilir enerji kaynaklarında lisanssız üretim faaliyeti gösteren işletmelerin 10 yılını doldurmaları halinde lisanssız ya da lisanslı nasıl üretime devam edeceklerinin yeniden düzenlendiğini kaydeden Günaydın, şöyle konuştu:
“Ancak bu düzenlemeyi o denli bir formda yaptılar ki bu, küçük işletmeleri ortadan kaldıran ve sıkıntıyı sadece çok uluslu şirketlerin yapabileceği alana açan bir düzenleme niteliğini taşıdı. Bu yasa Birleşik Arap Emirlikleri ile imzalanan lakin şimdi TBMM’nin onayından geçmemiş olan bir uluslararası sözleşme uyarınca, Birleşik Arap Emirlikleri’ne bilhassa yenilenebilir güç alanını tümüyle ve şartsız açma üzere bir gaye taşıyor.”
Maden işleteni yükümlülükten kurtaran düzenlemelere hayır!
Günaydın, iptalini istedikleri 8. unsurun kendileri için çok değerli olduğunu söyledi. Bunun, nükleer hususların taşınmasında sigorta yaptırma ve teminat gösterme yükümlülüğünün, işleten yerine taşıyana devredilmesine ait olduğunu bildiren Günaydın, ziyan görenin ziyanının çok daha düşük iktisadi kapasiteye sahip taşıyan tarafından tazmin edilebilmesinin mümkün olmayacağını söyledi. Günaydın, ” Bu aynı zamanda işleteni de yükümlülükten kurtaracak bir düzenlemedir. Türkiye’yi bir nükleer çöplük haline getirme, yurttaşı bunun riski ile karşı karşıya bırakma hakkı kimsede yoktur” dedi.