Bahçeşehir Üniversitesi’nin (BAU) 2023-2024 eğitim-öğretim periyodu mezuniyet merasimi, bu yıl Ülker Sports Arena’da yapıldı. 24’üncü periyot mezunlarını veren Bahçeşehir Üniversitesi’nden, dokuz fakülte, iki yüksekokul, bir enstitü ve konservatuar kısmından mezun olan 6 bin öğrenci, kep atma gururu yaşadı. İstiklâl Marşı’nın okunmasıyla başlayan merasime Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, Mütevelli Heyeti üyeleri, Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Esra Hatipoğlu, senato üyeleri, öğretim üyeleri, akademisyenler ve öğrencilerin aileleri katıldı.
CHP Genel Başkanı, kızının mezuniyetine katıldı
Programa katılan ailelerin büyük heyecan yaşadığı görülürken, çocuklarının mezuniyet gururunu yaşayanlar arasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel de yer aldı. BAU Hukuk Fakültesi’ni bitiren kızı İpek Özel’in merasimi için salona gelen Özgür Özel’e kimi kurmayları da eşlik etti. CHP Genel Başkanı salon çıkışında, kızı İpek Özel’le çiçek verip aile büyükleriyle hatıra fotoğrafı çektirdi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e “Hoş geldin” diyerek konuşmasına başlayan Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, yeni mezun gençleri tebrik ederken, dünya vatandaşı olmanın değerine vurgu yaparak şu sözleri kullandı:
“Eğitime verdiğimiz önem, ülkemizin gelişimine de katkı sağlıyor. Bugün burada geleceğe uğurlayacağımız 6 bin öğrencimiz, yalnızca okudukları bölümlerin teorik ve pratik eğitimlerini almakla kalmadı, dünya vatandaşı olmalarını sağlayacak bilgilerle ve vizyonla donatıldı.”
“Tek yol muasır medeniyet yoludur”
Öğrencilere tavsiyelerde de bulunan Yücel, “Kiminiz ticarete atılacaksınız, kiminiz ailenizin yanında çalışacaksınız, kiminiz bürokrasiye gireceksiniz. Nereye giderseniz gidin, hangi bölümde çalışırsanız çalışın sorunlarınız olacaktır. Sorunlarınız olacaktır. Düştüğünüz anlar olacaktır. Düşmekten sakın korkmayın. Düşüp kalkmamaktan korkun. İnsan başaramayabilir, insan başarır. Başarılarınız da dönüştürür. Ancak kibire kapılmayın, hiç kimseyi küçük görmeyin. Başınız meşakkate girdiğinde size yollar göstermeye çalışanlar olanlarsa sakın ha fırsat vermeyin. Biliniz ki, sizin bildiğiniz, bizim bildiğimiz tek bir yol vardır. O yolda Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü gösterdiği muasır medeniyet yoludur” dedi.
“Özgürlükten taviz vermeyin”
Öğrencilerin yapay zekaya kıymet vermesi gerektiğini lisana getiren Yücel, özgürlük ve adaletin ehemmiyetine vurgu yaparak “Adaletten sakın olarak ayrılmayın. Gücün yanında değil, hakkın ve adaletin yanında durun. Özgürlüğünüzden sakın ha bir milim de olsa taviz vermeyin. Özgür olmadığımız takdirde üretemezsiniz. Özgür olmayan toplumda üretemezsiniz. Onun için birey olarak özgürlüğünün en büyük zenginliğimizdir” dedi.
“Kendinize güvenmekten vazgeçmeyin”
Törende konuşma yapan BAU Rektörü Prof. Dr. Esra Hatipoğlu da öğrencileri tebrik ederken şunları söyledi:
“Artık önünüzde orijinal bir sayfa var, bu sayfayı da hoşluklar ve başarılarla dolduracak olan sizlersiniz. Hocalarınız ve aileleriniz olarak; dünyaya istikamet verecek, meselelere tahlil bulacak ve toplumu daha düzgün bir yere taşıyacak adımlar atacağınıza gönülden inanıyoruz. Sizler, yalnızca kendiniz için değil, birebir vakitte etrafınızdaki beşerler için de birer ilham kaynağı oldunuz ve olmaya da devam edeceksiniz. Var olan bilgi birikiminizi insanlığın hizmetine sunmak için hazır olduğunuzu biliyoruz. Unutmayınız ki muvaffakiyet; sabır, dirayet ve özveri gerektirir. Hayallerinize ulaşmak için pes etmeyin, zira sizlerin potansiyeli sonları zorlayacak kadar büyük. Hayatınızın geri kalanında da yeni maksatlar belirleyerek yeni tepelere tırmanacaksınız. Karşınıza çıkacak her zorluk, yalnızca sizin gücünüzü ve azminizi daha da artıracaktır. Kendinize güvenmekten hiç vazgeçmeyin!”
Altın beyin mükafatı takdim edildi
Konuşmaların akabinde bu yıl derece yapan öğrenciler açıklandı. Bu yılın okul birincisi, memnun olacağı mesleğin öğretmenlik olacağını fark edince, okuduğu genetik ve biyomühendislik kısmını bırakarak okul öncesi öğretmenliği kısmını kazanarak kayıt yaptıran Hacer Dilhun Yıldız oldu. Her yıl BAU okul birincilerine verilen “Altın beyin” mükafatını Enver Yücel’in elinden alan Yıldız, üniversite birincilerinin isminin bulunduğu mezuniyet kütüğüne kendi isminin yazılı olduğu plakayı çaktı.
Rektör Prof. Dr. Esra Hatipoğlu’nun armağan verdiği Hacer Dilhun Yıldız, merasimde bir de konuşma yaptı.
Öğretmenlik hayali için genetik kısmını bıraktı, okul birincisi oldu
Yüzde 50 burslu kazandığı BAU Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Öğretmenlik kısmını üstün muvaffakiyetle bitiren Yıldız konuşmasında, “Ralph Waldo Emerson’ın dediği üzere ‘İz bırakabileceğiniz yerlerde yolları takip etmeyin. Bunun yerine, yol olmayan yerlere gidin ve iz bırakın.’ Kendi yollarımızı inşa edelim, kendi izlerimizi bırakalım ve dünyayı herkes için daha yaşanabilir, erişilebilir, adil kılalım. Ve son olarak, bugünün manasını ve kıymetini vurgulamak ismine, Ulu Başkanımız ve Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu kelamıyla kapanmak istiyorum: “En önemli ve feyizli görevlerimiz ulusal eğitim işleridir. Ulusal eğitim işlerinde kesinlikle muzaffer olmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu lakin bu suretle olur.’ Bizler, aldığımız eğitimle, kazandığımız bilgi ve tecrübeyle, bu büyük sorumluluğun şuurundayız. Geleceğe umutla bakıyor, ülkemize ve insanlığa katkı sağlama yolunda ilerliyoruz. Tüm mezunlar ismine geleceğe dair bu kelamı taşıyarak, önümüzdeki zorlukları aşacağımıza ve aydınlık yarınlar için çalışacağımıza inancımız tam.” diye konuştu.
Çocuk sevgisi öğretmen yaptı
Asker bir babanın ve memur bir annenin çocuğu olan Hacer Dilhun Yıldız, babasının tayinleri sebebiyle liseyi 4 farklı okulda okudu. Başarılı bir öğrencilik devri geçiren Yıldız, üniversite imtihanında genetik ve biyomühendislik kısmını kazandı. Okula devam ederken, asıl arzuladığı mesleğin öğretmenlik olduğuna karar verince, hayallerinin peşine düşmeye karar verdi. Ailesinin de dayanağını almayı başaran Yıldız tekrar üniversite imtihanına girerek Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Öğretmenlik Bölümü’nü yarı burslu olarak kazandı. Çocukları çok sevdiğini ve onların hayatlarına olumlu dokunuşlarda bulunmak için öğretmenlik yapmaya karar verdiğini belirten Yıldız, sevdiği mesleğin peşine niyet muvaffakiyet da beraberinde geldi. Hacer Dilhun Yıldız, 2. Sınıfa geçince gösterdiği muvaffakiyet sayesinde tam burs alarak eğitimine devam etti. Okulda bir yandan öğrenci asistanlığı yapan öbür yandan da arkadaşlarıyla TÜBİTAK’a proje hazırlayan Yıldız, bu yıl 6 bin öğrencinin içinde 3.96 puan ortalamasıyla üniversite birincisi olarak mezun oldu.
“Beni mutlu edecek meslek öğretmenlik”
Birinci bitirdiği kısmı okuyabilmek için birçok kişinin hayalini kurduğu genetik ve biyomühendislik kısmını bırakan Hacer Dilhun Yıldız, kısım değişikliği ve başarısıyla ilgili şunları söyledi: “Babam askerdi ve daima öteki vilayetlerde misyon yaptım. Kaldığımız lojmanlarda babamın asker arkadaşlarının çocukları olurdu. Daha ben küçükken çocuklar daima emanet edilirdi. Çocuklarla çok yeterli anlaşırdım. Onlarla vakit geçirdikçe, onların dünyaya bakış açısı beni çok etkilemeye başladı. Küçük yaştan itibaren onlarla daha uygun anlaşabildiğimi fark ettim. Öteki bir fakültede okurken, çocuklarla bir şeyler paylaşmanın, onlarla bir şeyler öğrenmenin ve onların hayatla ilgili rastgele bir şeyi keşfettiği an o göz elindeki parıltıyı görmenin beni çne kadar memnun ettiğini düşündüm. Geç fark etsem de, öğretmen olmanın beni çok memnun edeceğini anladım.”
“Akademik çalışmalar yapmak istiyorum”
Öğretmen olarak çocukların hayatlarına olumlu katkılar yapmak istediğini belirten Hacer Dilhun Yıldız “Çocuklara hayatı sevmenin, dünyayı tanımanın ne kadar güzel bir şey olduğunu, öğrenmenin ne kadar güzel bir şey olduğunu gösterebilmek istiyorum. Nihai amacım da bu diyebilirim ve bunun yanı sıra ilerleyen dönemlerde eğitimde eşitlik için bir katkı da bulunabilmek isterim. Bu alanda çalışmayı da çok istiyorum.” dedi. Gelecekle ilgili amaçlarını de anlatan Yıldız, bilhassa bebeklerin dünyayı nasıl anladığı üzerine akademik çalışmalar yapmak istediğini belirterek şunları söyledi:
“Ben akademik çalışmalar da yapmak istiyorum. Özellikle bebeklerin dünyayı nasıl anladığını birazcık da olsa alana kazandırmak istiyorum. Bunun yanı sıra fırsat eşitliğine biraz da olsa katkım olsun istiyorum. Yani aslında adım duyulmasından ziyade, herkesin biraz da olsa çocuklar için daha güzel bir dünya sağlaması, çocuk yetişkin ilişkisinin köprüsünün daha güzel kurulması için bir aracı olmak istiyorum”
Konuşmaların akabinde merasim, mezun öğrencilerin daima birlikte geri sayım eşliğinde keplerini havaya fırlatmalarıyla sona erdi.
