“BİRİLERİ MONTELLA’YI UYARMALI”
Maçın favorisi Portekiz’di. Kaybettik, önder çıkma hayalleri ise suya düştü. Artık yapılacak tek olay, enseyi karartmamak ve bu ağır yenilgiyi unutmak. Ve Çekya önüne kompakt futbol anlayışı ile çıkıp en az bir puan almak. Uyarıyorum; Çekya sert bir kadro, duran toplarda etkililer. Son kelamım şu; İsmail Yüksek ve Arda Güler sonradan oyuna giriyorsa demek ki oynayabilecek durumdalar. Keşke en baştan başlasalardı.
(Levent Tüzemen-SABAH)
“DURUŞUMUZ PROBLEMLİ”
Bizimkilerin alandaki duruşu o kadar sorunluydu ki, aslında bizim stoperlerden biri üzere oynayan Cristiano Ronaldo’ya karşın zorlanmadan skoru buldular. Beri yandan maç önünde televizyon kanallarında bilhassa eski futbolcu ya da futbolcu/teknik adamların suya tirit tahlilleri de meskenlere şenlikti doğrusu. Hele Ukrayna, Arnavutluk ya da Gürcistan üzere ekiplerin ‘’averaj takımı’’ olacağını sav edenler!.. Sanki Hamit Altıntop bu bu sürecin neresinde görüyor kendini? Onun bize muhtaçlığı yoktu lakin bizim hangi gereksinimimizi gideriyor kendileri üzere bir soru Çekya maçının akabinde sorulmak üzere bir kenarda dursun şimdilik!
(Cem Dizdar-FANATİK)
“BU MAÇ MORALİMİZİ BOZMASIN”
Benim Montella idaresinde başıma takılan iki bahis var. Birincisi, Kerem’i erken çıkartıp Yunus’u fazla oyunda tutması. İkincisi de artık skor 3 farklı iken sakatlık sıkıntıları olan Arda ve İsmail’i oyuna almasıydı. Bu mevzuda ne düşündü anlamadım. Bu maç moralimizi bozmasın. Temel maksadımız Çekya maçı.
(Ömer Üründül-SABAH)
“SANTRFORLARA BAKMADI”
Pas kalitesi bu kadar yüksek bir ekibe karşı pres yapmak, bizim üzere temposu düşük bir ekip için neredeyse imkansızdı. Portekiz pas yaptıkça direncimiz düzgünce düştü ve Ronaldo, Bruno Fernandes’e golü attırarak ikinci yarının başında maçın fişini çekti. Montella’nın yaptığı hiçbir atak oyun kalitemizi artırmadı. Gerçi gole gereksinimimiz olmasına karşın kulübedeki santrforların yüzüne bakmaması bile tek başına bir tenkit sebebi olabilirdi. Maçı kaybettik lakin teselliyi kümenin öteki maçından gelen beraberlik ile bulduk. Çekya ile berabere kalsak bile kümeden çıkacak olmak Portekiz maçının tesirlerinin yerini farklı bir konsantrasyona çabuk geride bırakmamızı sağlayabilir.
(Erman Özgür-FANATİK)
“İLK 11’İNDE 4 DEĞİŞİKLİK YAPAN TEK TAKIM”
Büyük bir turnuvaya gidiyorsanız net bir 11’e, net bir oyun planına, net bir stratejiye sahip olmalısınız. Almanya birinci küme maçına çıkmadan evvel herkes Almanlar’ın 11’ini ezbere sayıyordu. İngiltere’de birinci 11’in 10’u muhakkaktı, tahminen tek bir soru işareti vardı, o da Declan Rice’ın partnerinin kim olacağı… Polonya, Mart’ta play-off’ta Galler’i yendiği birinci 11’in teğe bir aynısıyla Türkiye hazırlık maçına çıktı. Bizse maalesef bir takım iskeleti oluşturmakta geç kaldık. Gürcistan maçından da zaferle ayrılmamıza karşın Portekiz karşısına 4 değişiklikle çıktık. Neden bu 4 değişiklik? Haydi kaleci değişikliğinin sebebi sakatlık. Kalan saha içi 10 oyuncunun üçünün farklı olması yüzde 30’luk bir değişiklik demek. Kısa turnuva istikrar işidir. Almanya tıpkı 11’le çıkıyor, İngiltere tıpkı 11’le çıkıyor, Fransa bir mecburiyet dışında birebir 11’le çıkıyor. Biz 4 değişiklik yapıyoruz. Enteresan…
(Uğur Meleke-HÜRRİYET)
“MONTELLA VE KAPRİSLERİ”
Montella’nın gereksiz takım kaprisleri bu türlü güçlü rakipler karşısında resmen çöküşümüzü hızlandırdı. Taraftarın Arda tezahüratı Montella’ya reaksiyondu lakin pek oralı olmadı ısrarla ısındırmaya devam etti. Halbuki bu türlü deneyimli kadroların oyununu yıldızların ferdî performansıyla bozabilirsin. Dedik ya bir bildiği vardır Montella’nın lakin oyun okumasında baştan sınıfta kaldı. Bizim hesaplarımızda esasen Portekiz değil Çekya ve Gürcistan’ı geçmek vardı ve bu baht elimizde. Yenilirken bir mahalle ekibi üzere yanlışlar yaparak yenildik acı olan bu bana nazaran… Kümeden daha güçlü daha itibarlı çıkmalıydık, biraz o taraftan darbe aldık. Özetle Hamburg seyahatimiz daha keyifli olurdu lakin Montella tabir yerindeyse pişmiş aşa su kattı ve tadımızı kaçırdı.
(Tunç Kayacı-FANATİK)
Milli maçtan öne çıkan öteki kareler…
