Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Lideri Devlet Bahçeli, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik soruşturmaya ilişkin “Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı şer ve şiddet cephesi açmıştır. Türel bir davayı çarpıtarak sandıkla kutuplaştırmak aymazlıktan öte arka niyetliliktir.” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ramazan Bayramı nedeniyle mesaj yayımladı.
MHP lideri Bahçeli, mesajında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yolsuzluk ve terör soruşturmaları üzerinden CHP’ye sert sözlerle yüklendi.
CHP’nin “Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı şer ve şiddet cephesi açtığını” belirten Bahçeli, “Hukuki bir davayı çarpıtarak sandıkla kutuplaştırmak aymazlıktan öte arka niyetliliktir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde tuz kokmuş; yolsuzluk, rüşvet ve hırsızlık tezleri şüyu vukuundan beter kelamını akıllara düşürmüştür. 19 Mart 2025 ile 23 Mart 2025 tarihleri ortasında Türkiye’yi sokaklara sıkıştırmak ve nefes alamaz hale getirmek emeliyle dışarıdan tazyikli faşizan bir kalkışma yaşanmıştır.” dedi.
Devlet Bahçeli mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Mübarek Ramazan ayını müteakiben müşerref ve müyesser olduğumuz bayram günlerine ulaşmanın bir yanda bahtiyarlığını öbür yanda burukluğunu yaşıyoruz. Niyetimiz halis olduğundan son kısmetimiz de hayır olacaktır. Hiçbir tuzak, hiçbir kumpas, hiçbir komplo, hiçbir kumandalı tertip kararlılığımızı sekteye uğratamayacaktır.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE VURGUSU
Elbette terörsüz Türkiye gaye ve çabasından ürken, kaygılı düşler gören iç ve dış mihraklar vardır ve bu mayası lekeli güruh son günlerde yeterlice ayyuka çıkmıştır. Barış, demokrasi ve kardeşlik azmimizi hazmedemeyen, bununla da kalmayıp tarihî nitelikli gelişmeleri baltalamak ve budamak niyetiyle organize aksiyon halinde bulunanlar pisliğe konan sinekler üzere ortalığa üşüşmüşlerdir. Terörsüz Türkiye emel ve dileğini bulandırmak, hatta belini kırmak için beşinci kol faaliyeti dış kontaklı halde devrededir. Hakikaten Rusya ile Ukrayna ortasında barış umutlarının yeşerdiği, Suriye Arap Cumhuriyeti’nde tecelli eden olumlu gündem ile siyasi istikrar hasretlerine etap etap erişildiği, tıpkı vakitte Türkiye’nin bölgesel ve global alanda kelamı geçen, saygınlığı ve caydırıcılığı yükselen üst bir düzeye geldiği bir devirde tüzel bir sorun sokak ve boykot girdabına çekilmiş, iç asayiş ve huzur atmosferi zehirlenmek istenmiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi maalesef Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı şer ve şiddet cephesi açmıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirası adeta yağma malına çevrilmiştir. Dış aleminde sade, iç aleminde güçlü; birebir formda mütedeyyin, saygıdeğer, ulusal ve manevi hassasiyetleri minare üzere dimdik yükselen her vatandaşımız ülkemize yapılan hücum ve sabotajları görmüş, melanet oyunları okumuştur. Hukuksal bir davayı çarpıtarak sandıkla kutuplaştırmak aymazlıktan öte arka niyetliliktir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde tuz kokmuş; yolsuzluk, rüşvet ve hırsızlık savları şüyu vukuundan beter kelamını akıllara düşürmüştür. 19 Mart 2025 ile 23 Mart 2025 tarihleri ortasında Türkiye’yi sokaklara sıkıştırmak ve nefes alamaz hale getirmek maksadıyla dışarıdan tazyikli faşizan bir kalkışma yaşanmıştır.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi; yan kesicilerin, yol kesenlerin, haram yiyenlerin, şehremini görevini cebini ve banka hesaplarını doldurmak suretiyle çiğneyenlerin eline ve siyasi emellerine hapsolmuştur. Bu skandal ve kanun dışı yolsuzluk bataklığının kurutulması, fail ve mücrimlerden hesap sorulması hukuk devletinin ikamesi ve ihmali olamayacak bir sorumluluğudur.”