ABD’li onkolog açıkladı: Kanser riskini azaltan 4 altın kural, güç kalkanı oluşturuyor

Kanser, bedenin olağan hücrelerinin denetimsiz bir halde büyüyüp çoğalması sonucu oluşan bir hastalıktır.

Normal kurallarda hücreler beden tarafından aşikâr bir sistemde üretilir, büyürler ve ömürleri sona erdiğinde programlanmış bir halde ölürler. Fakat kanserli hücreler bu sistemi takip etmezler ve denetimsiz bir formda çoğalırlar.

Kanser, genetik mutasyonlar yahut çeşitli çevresel etkenler sonucunda hücrelerin bu denetimsiz büyümesini tetikleyen bir dizi faktörden kaynaklanabilir.

Kanser, bedendeki birçok farklı organda başlayabilir ve birden fazla vakit ilerlediğinde metastaz ismi verilen bir süreçle bedenin başka bölgelerine yayılabilir.

Tedavi usulleri ortasında cerrahi müdahale, kemoterapi, radyoterapi, maksada yönelik ilaçlar ve immünoterapi üzere usuller bulunmaktadır. Erken teşhis ve tedavi, kanser hastalarının sağkalım bahtını kıymetli ölçüde artırabilir.

Kanser hastalığıyla ilgili pek çok teşhis ve tedavi sisteminde değerli adımlar atılıyor. Lakin araştırmalar 50 yaş altındaki bireylerde kanser görülme sıklığının yüzde 80 olduğunu söylüyor. Kanser üzerine pek çok araştırma yapan uzmanlar hayat usulünün kanser hastalığında sorumlu olduğunu söylüyor.

2023 yılında bilim dergisi BMJ Oncology’de yayımlanan bir araştırma, dünya genelinde 50 yaş altı kişilerdeki kanser vakalarında 1990-2019 yılları arasında yüzde 80’lik bir artış olduğuna; sayının 1,82 milyondan 3,26 milyona çıktığına işaret ediyor.

Kanserler konusunda uzmanlaşmış bir onkolog olan ABD’li Dr. Daniel Landau,kanserin artışına dair en güçlü teorilerin çağdaş hayat şeklinin beraberinde getirdiği hareketsizlik ve daha fazla doymuş yağ tüketimi üzere faktörlere odaklandığını belirtiyor.

Dr. Landau, kanser riskini azaltmak için kendi hayatında uyguladığı 4 kuralı da anlattı:

AKDENİZ DİYETİ EN SAĞLIKLI BESLENME BİÇİMİ

Uzmanlar Akdeniz tipi beslenmenin en sağlıklı beslenme biçimi olduğunu söylüyor.

Bol bol zerzevat ve meyve, tam tahıllar, sağlıklı yağlar ve balık üzere yağ oranı düşük proteinler yediğini; kırmızı et, alkol ve işlenmiş besinleri ise hudutlu ölçüde tüketildiğinde kanser riskini azaltabilmeniz mümkün.

Akdeniz diyetinin kalp sıhhatine yararlı olduğunu da hatırlatan Dr. Landau, “Araştırmalar bu şekilde beslenmekle kalp krizi ve inme riskinin azalması arasındaki bağlantıları ortaya koyuyor” dedi.

DÜZENLİ ANTRENMAN VE HAREKET

Sağlıklı bir hayat sürmek, hastalıklara karşı korunmak için beslenmeniz kıymetlidir. Lakin beslenmeniz kadar günlük hareketiniz de sıhhatiniz için büyük kıymet taşıyor. Sağlıklı bir beden için kesinlikle nizamlı antrenman yapmak gerekiyor.

Hareketsizlikle muhakkak kanser çeşitlerinin ortaya çıkma riskinin artması ortasındaki ilginin bilindiğine dikkat çeken Dr. Landau, her gün en az 30 ila 60 dakika idman yapmaya çalıştığını söyledi.

Ağırlık idmanı ve kardiyovasküler antrenmanlar yaptığını söz eden Dr. Landau, “dinlenme anındaki kalp atış hızımızı artırdığımız müddetçe” ikisinin de kanseri önlemekte yararlı olduğuna inandığını belirtti.

BİLİNÇSİZ BESİN DESTEĞİ KULLANMAYIN

Takviye eserlerin kullanımında son yıllarda önemli artış yaşanıyor. Lakin destek eserleri bir uzmana istişareden bilinçsizce kullanmak sıhhatinizi riska atabiliyor. Dr. Landau bazı araştırmalarda zerdeçal, yeşil çay, D vitamini üzere besin desteklerinin kanseri önlemekte yararlı olabileceğine dair bilgiler elde edildiğini fakat rastgele bir desteğin kanseri önleyebileceğini kanıtlamak için daha fazla çalışmaya gereksinim olduğunu söyledi.

SİGARA İÇMEYİN

Sigaranın sıhhate olan ziyanları herkes tarafından biliniyor. Dr. Landau, “Sigara içmekle akciğer veya mesane kanseri gelişimi arasında güçlü bir bağlantı var” dedi. Kanser riskini azaltmak ve beden sıhhatinizi korumak için sigarayı büsbütün hayatınızdan çıkarın.

YAŞAM ÜSLUBUNUZU DÜZGÜNLEŞTİRMEK İÇİN TEKLİFLER

Vücut direncini artırmak için aşağıdaki teklifleri göz önünde bulundurabilirsiniz:

İyi bir beslenme tertibi beden direncini artırmanın temelidir. Bol ölçüde meyve, zerzevat, tam tahıllar, protein (örneğin, balık, tavuk, fasulye), sağlıklı yağlar (avokado, zeytinyağı) tüketmeye ihtimam gösterin.

Vücut direncini korumak için sistemli olarak su içmek çok kıymetlidir. Günde en az 8 bardak su içmeyi hedefleyin.

Haftada en az 150 dakika orta seviyede aerobik antrenman yapmak (örneğin, yürüyüş, koşu, yüzme) bağışıklık sisteminizi güçlendirebilir.

Kronik gerilim bağışıklık sistemini zayıflatabilir. Yoga, meditasyon, derin nefes idmanları üzere gerilim idaresi tekniklerini günlük ömrünüze dahil etmeye çalışın.

Günlük 7-9 saat uyku, bedeninizin uygunlaşması ve bağışıklık sisteminizin düzenlenmesi için kıymetlidir.

C vitamini (portakal, mandalina gibi turunçgiller, brokoli), D vitamini (güneş ışığı, balık yağı), probiyotikler (yoğurt, kefir gibi fermente ürünler), çinko (kabak çekirdeği, kırmızı et) üzere besinler bağışıklık sistemini destekleyebilir.

Ellerinizi sık sık yıkamak, enfeksiyon riskini azaltabilir.

Bu teklifleri hayat şeklinize uygulayarak beden direncinizi artırabilir ve genel sıhhatinizi destekleyebilirsiniz. Bilhassa mevsimsel hastalık periyotlarında bu tedbirleri daha da değerli hale getirir.