Dünya, ABD Kongresinde dakikalarca ayakta alkışlanan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu tartışırken aynı konuşmada Netanyahu’nun alkışlattığı Etiyopya Yahudisi İsrail askeri Teğmen Amichai Reuven gözlerden kaçtı.
Gazze’de binlerce sivili ölümüne sebep olan İsrail’in başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Kongresi liderlerinin daveti üzerine 24 Temmuz’da Kongre’deki ortak oturumda yaklaşık bir saat süren konuşma yaptı. Netanyahu konuşma boyunca her cümlesinin sonunda ABD Kongresi üyeleri tarafından ayakta uzun uzun alkışlandı.
Peki Netanyahu’nun alkışlattığı isimler kimlerdi?
Teğmen Amichai Reuven, Teğmen Asa Sofer, Teğmen Jonathan Ben Hamel ve Uzman Çavuş Ashaf Al-Bachiri.
Netanyahu’nun alkışlattığı askerler…
HAYATI 7 EKİM’DEN SONRA DEĞİŞTİ
Bu dört askerden en dikkat çekici olanı hiç şüphesiz Teğmen Amichai Reuven idi.
Bir siyahi olan Reuven’in, ABD’deki siyahileri, Demokratları ve woke kültürü altındaki kitleleri etkilemek için İsrail tarafından bilerek seçildiğini söylesek yanlış olmaz.
Etiyopya Yahudisi Reuven’in hayatını 7 Ekim öncesi ve 7 Ekim sonrası diye ikiye ayırılabilir
Reuven hakkında fazla bilgi olmasa da Hamas’ın 7 Ekim 2023 tarihinde başlattı “Aksa Tufanı Operasyonu” öncesi “aylak aylak dolaşan bir genç” demek de yanlış olmaz.
İSRAİLLİLER “KAHRAMAN” DİYOR
Reuven’in Gazze’de yaşanan insanlık dramında ön saflarda yer aldığı bilinirken İsrail devletine yakın bir sosyal medya hesabı Amichai Reuven için şunları söylüyor: “Teğmen Amichai Reuven’in yanlış yola sapan risk altındaki bir genç olduğunu ancak hayatını değiştirmeyi başardığını, Paraşütçüler Tugayı’nda seçkin bir subay olduğunu ve aynı zamanda Ekim ayındaki (Aksa Tufanı sonrası İsrail ordusunun başlattığı operasyon kastediliyor) özverili eyleminin ardından büyük bir kahraman olduğunu öğrendim.”
Bir başka hesapta ise şöyle bir yorum var: “7 Ekim’de Teğmen Amichai Reuven’in arabası yoktu, bu yüzden üniformasını giydi ve halkını savunmak için Gazze’nin ön saflarına doğru sekiz mil koştu.”
KİMDİR BU ETİYOPYALI YAHUDİLER
Reuven gibi İsrail ordusunda siyahi asker bir hayli fazla. Bunlar Etiyopya tarafından gelen Yahudiler.
Ekseriyetle İsrailli Yahudiler tarafından dışlanan Etiyopya Yahudileri, toplumda en alt tabaka olarak görülüyor. Bu yüzden askere de ilk bunlar alınıyor desek yanlış olmaz. Rütbeleri de alt seviye olan bu askerler arasında Amichai Reuven gibi teğmenliğe yükselebilenler de yok değil.
Netanyahu’nun bu kesime iltifatı bir hayli fazla. Öyle ki, 2015’te polisten şiddet gören Etiyopya Yahudisi İsrail askeri Damas Pakada’yı makamında ağırladı.
RİVAYETLER ÇOK FAZLA: KRAL MENELİK, HZ. SÜLEYMAN, ROMA…
“Falaşalar” adıyla da bilinen Etiyopya Yahudileri, yüzyıllarca Etiyopya’nın kuzeyinde, kapalı bir yaşam sürdükten sonra 17. ve 18. yüzyıllarda dış dünyaya açıldı.
AA’da yer alan habere göre, kökenleri hakkında birbirine zıt birçok mitolojik anlatı mevcut. Hz. Süleyman’ın Habeşistan’a gönderdiği oğlu Kral Menelik’in soyundan geldikleri şeklindeki rivayet bunlardan biri. Hz. Süleyman sonrası büyük sürgünler sırasında Filistin’den, yahut çok daha sonra Romalılar zamanında Güney Mısır’dan geldiklerini ileri sürenler de var. Modern araştırmalar ise göçlerden daha çok, 14-15. yüzyıllarda Habeş Ortodoks Hıristiyanlığı bünyesinde Tevrat’ı öne çıkartan bir mezhebin bu dini yönelmede etkili olduğu üzerinde duruyor.
BİR TÜRLÜ KENDİLERİNİ KABUL ETTİREMEDİLER
Zaman içinde küçük gruplar halinde İsrail’e gelen “Falaşalar”, İsrail’de işsizlikle boğuşuyor. Bu yüzden güvenlik sektöründeki işlere yöneliyorlar. Polislik, askerlik vesaire…
“Falaşa” yerel Ge’ez dilinde “Sürgün edilen” anlamına geliyor. Bu tabir aşağılama maksatlı kullanılıyor. Bu yüzden onlar kendilerine “Beta İsraeli” ya da “Beyt-i İsrail”, yani “İsrail ahalisi” ismini daha uygun görüyor.
Zaman zaman “Kayla” olarak da anılan bu siyahi Yahudilerin gerçekten Yahudi olup olmadıkları tartışması İsrail’de bugün de devam ediyor.
Siyonist olmayan çevrelerde, Etiyopyalı Yahudilerin Yahudiliği çoğu defa şüpheyle karşılandı. Ana dilleri Amharice olan, içeriği diğer Yahudilere göre farklı kutsal metinlerini Ge’ez denen yerel bir dilde okuyan, ibadetlerini “mescit” adını verdikleri sinagoglarda yapan bu toplumu İsrail’de kabullenmek hiç kolay olmadı.
“KAN YASASI” PROTESTOLARI
Öyle ki, 1996’da Başbakan Simon Peres ile görüşmek için başbakanlık önünde eylem dahi yaptılar. “Bizim de kanımız kırmızı ve biz de Yahudiyiz” sloganlar atan kitle, ayrımcılığa maruz kaldıklarını ve İsrail’de Güney Afrika’daki “apartheid” uygulamasının bir benzeriyle karşı karşıta kaldıklarını ileri sürdü.
BİR GAZETE MANŞETİYLE AYAKLANDILAR
Peki neydi onları ayaklandıran olay?
“Kan skandalı” bilinen olay, Ma’riv gazetesinin imza attığı haberle patlak verdi. İddiaya göre, İsrail Ulusal Kan Bankası’nın, siyahi Yahudilere ait kanları çöpe atıyordu. Bunun üzerinde Ocak 1996’da başbakanlık binasının önünde taşlı sopalı olaylar yaşandı. Başbakan Peres özür dilemek zorunda kaldı.
OPERASYONLARLA ÜLKEYE GETİRİLDİLER
Etiyopyalı Yahudiler içinde bulundukları ekonomik ve siyasi şartlardan ötürü kendi imkanlarıyla İsrail’e gelemediler. Bu süreçte İsrail istihbarat birimleri tarafından ülkeye getirilmeleri için Kasım 1984’te “Hz. Musa Operasyonu”, 1985 yılında “Hz. Yuşa Operasyonu”, 1991 yılında ise “Hz. Süleyman Operasyonu” yapıldı. Bundan sonra da göçler devam etti.
NÜFUSLARI 120 BİN CİVARINDA
Çoğunluğunu Kuzey ve Doğu Avrupalıların oluşturduğu ve İsrail’in kuruluşunda öncü rolü oynayan Aşkenaz Yahudileri ile, çoğunluğunu Güney Avrupa ve Kuzey Afrikalıların oluşturduğu Sefarad Yahudilerinden sonra, söz konusu Beyt-i İsrail, bugünkü İsrail’in ana etnik kimliklerinden biri haline geldi. İsrail’de yaklaşık 120 bin Beyt-i İsrail bulunuyor. Bu sayı, tüm Etiyopya Yahudilerinin yüzde 90’nını geçiyor.
İsrailli hahamların verdikleri fetvalar sonucu 1977 yılında Geri Dönüş Yasası’na dahil edilen Etiyopya Yahudileri, İsrail ordusunda Filistinlileri öldürseler de İsrail’in asli unsurlarına kendilerini bir türlü kabul ettiremediler…
Oğuz Ok