İyi beslenmeye ne kadar erken başlarsanız, ileri yaşlarda o kadar sağlıklı olursunuz! Yeni bir araştırmaya nazaran, genç yaşlarda düzgün bir beslenme tertibine sahip olmak, ileri yaşlarda sıhhatinizin hem fizikî hem de zihinsel manada daha düzgün olmasını sağlıyor.
30 YILLIK ARAŞTIRMA
Harvard Üniversitesi’nden bilim insanları, 106 binin üstünde katılımcının yer aldığı 30 yıllık bir çalışmaya imza attı. Araştırmaya 70 bin 467 kadın ve 36 bin 464 erkek katıldı.
1986 yılındaki çalışmanın başlangıcında, katılımcılar en az 39 yaşındaydı ve hiçbirinin herhangi bir kronik hastalığı yoktu.
YALNIZCA YÜZDE 9’U SAĞLIKLI
Uzun vadeli çalışmanın bir modülü olarak iştirakçiler, 1986’dan 2010’a kadar her dört yılda bir kapsamlı bir formda beslenme alışkanlıklarını paylaştı. Harvard araştırmacıları, her iştirakçinin beslenme tertibini takip ederek bunların son derece besleyici 8 beslenme tertibiyle ne kadar âlâ eşleştiğini gördü.
2016 yılında iştirakçilerin yaklaşık yarısı hayatını kaybetti ve yalnızca yüzde 9’u sağlıklı bir halde yaşamaya devam etti.
“SAĞLIKLI YAŞLANMA” NEDİR?
Araştırmacılar “sağlıklı yaşlanmayı” en az 70 yaşına kadar hayatta kalmak, düzgün bilişsel fonksiyonlara, zihinsel sıhhate, fizikî fonksiyonlara sahip olmak ve diyabet üzere kronik hastalıklardan uzak olmak olarak yorumladı.
Sağlıklı beslenen iştirakçilerin fizikî açıdan âlâ durumda olma ihtimalinin yüzde 43 ila 84 daha yüksek olduğu belirtildi.
NE YEMELİ?
Araştırmada, meyve ve sebzeler, tam tahıllar ve doymamış yağlar açısından varlıklı bir beslenmenin, onlarca yıl sonra düzgün bir hayat vadedeceği belirtiliyor.
Sağlıklı bir formda yaşlanma mümkünlüğü ise daha çok trans yağ, sodyum, kırmızı ve işlenmiş et tüketen kişilede daha düşük çıktı.
Elbette bu araştırmanın sınırlamaları bulunuyor. Birçok beslenme araştırmasına emsal halde, bu çalışma da iştirakçilerden elde edilen gözlemsel ve ferdî raporlara dayanıyor.
Sağlıklı bir beslenme tertibine sıkı sıkıya uymanın daha uzun yaşama yahut daha sağlıklı yaşlanmaya yol açacağını kanıtlamıyor.
Harvard Halk Sıhhati Okulu’nda araştırmacı olan Anne-Julie Tessier, araştırmanın şimdi bir mecmuada yayınlanmadığını lakin şu anda hakem incelemesinde olduğunu söyledi.
