Yer altının saklı güzellikleri

Macaristanın en sevilen şarap çeşitlerine konut sahipliği yapan Tokaj Zemplen Dağlarının eteklerinde bulunuyor. Bölgede labirent üzere üzüm bağlarının harika görünümünü görünce şarapların neden hoş olduğunu anlayacaksınız. Hatta en ünlü  Aszú şarabı Fransız Louis XV tarafından ‘Vinum Regum, Rex Vitorum’ yani  “Kralların Şarabı, Şarapların Hükümdarı ‘olarak tanımlanmış. Avrupa’nın en eski şarap mahzenleri geldiğinizde görebilir, klâsik üretim usullerini öğrenebilirsiniz.

2018 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine giren kent yemyeşil bir Slovakya’yı bize gösteriyor. Bir vakitler madencilik ile ön planda olan Banská Štiavnica Orta Çağ kenti olarak da bilinmekte. Altın ve gümüş denildiğinde Slovakya’da aklan gelen bu kent keşfedilmeyi bekliyor.

Dünyanın en eski tuz madenleri olan Wieliczka ve Bochnia sizi epeyce tarihi ve gizemli bir tuz seyahatine çıkarıyor. Bu madenler 13. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar kadar kesintisiz olarak çalıştırılmış. Bu madende çalışanların kendileri için yarattıkları yer altındaki bu gizemli dünyayı görmek isteyebilirsiniz.

Rammelsberg maden alanı bin yıl boyunca Avrupa’daki yenilikçi madencilik uygulamaları için bir model maden örneği olmuştur. Alman hükümdarlarının ve imparatorlarının ikametgahı olan Goslar kasabası ise kentin çehresini değiştirmiştir. Bu türlü o kadar gelişmiş ki bugünkü Almanya’nın temellerinin burada atıldığı söylenmekte. Kayadan oyulmuş tünelleri ile UNESCO Dünya Mirası Listesinde bulunmakta.

Fransa’nın kuzeyinde bulunan Nord-Pas de Calais Maden Havzası, yaklaşık 4.000 hektarlık bir alana yayılan ve üç asırlık kömür madenciliği yapılan bir alan. Teknik ve mimari hazinelerle dolu kültürel bir peyzaj olarak isimlendirilen havzada bulunan kuyularda madencilerin ayak izlerini takip ederek ve kıssalarını birinci elden dinleyebilirsiniz. Çalışanların hayatını ve şartlarını anlamaya başlar, Sanayi ihtilalinin tarihi ve burada geliştirilen teknoloji ve yeniliklerin Avrupa’nın dönüşümüne nasıl yardımcı olduğu hakkında bilgi edinebilirsiniz.

Sanayı İhtilalinde Avrupanın biçimini değiştiren Valonya’daki bu kömür havzasında 170 km boyunca uzanan dört alandan olulmakta. Bu alanlar, Aydınlanma Çağı’nda ortaya çıkmıştır ve  ütopik sanayi ve emekçi kenti görüşüyle kontaklı mimari ve kentsel eğilimlerin tesirini göstermektedir. Günümüzde Avrupa’nın dört bir yanından gelip burada yaşamış ve çalışmış madenci kuşaklarına hürmet duruşunda bulunan büyüleyici müzeleri ziyaret edebilirsiniz.

1000 yıllık geçmişi ile İsveç’in en kıymetli endüstriyel anıtlarından biri olarak kabul edilen Falun Madeni batı dünyasının bakır üretiminin yaklaşık yüzde 70’ini karşılayan bir maden alanı.  Avrupa’nın teknolojik, ekonomik, toplumsal ve politik gelişimi üzerinde güçlü bir tesire sahip olan İsveç, bakır madenleri ile de muhakkak tesiri gösteriyor ve bu tesir bu madenleri ziyaret edilesi bir yer haline getiriyor.  Turuncu yağmurluğunuz ve miğferinizle yer altı tünellerinin derinliklerine yavaş yavaş inerken madenciliğin zorluklarına ve madencilerin dair büyüleyici öykü ve efsanelerine hayran kalacaksınız.

Yüzlerce kilometrelik yeraltı mahzenlerinin oluşturduğu bir dünya olan Champagne bölgesi Fransa’nın kuzeydoğusunda bulunuyor. Serin ve kireçli topraklarda yetişen üzümler, inişli çıkışlı zirveler, hoş köyler ve yer alır. Bu köpüklü şarabın eşsiz üretim usulü 17. yüzyılın başlarında geliştirilmiştir ve Şampanya o vakitten beri kutlamaların ve zaferlerin global bir sembolü haline gelmiştir.

Dünyanın en büyük ve çağdaş kömür madenciliği tesislerinden biri olan Zollverein, Avrupa’da ağır endüstrinin gelişmesinin başlatan maden kompleksidir. 2001’den bu yana UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası‘na alınan bu eski maden ocağı 1986’da hizmet dışı bırakılmış. 135 yıl boyunca kömür çıkartılıp işlenilen bu maden 19 ve 20. yüzyıllarda kömür kullanılan sanayinin hala ayakta kalan en hoş örneklerinden.